BURSAKalabalık bir masa başında oturup Seni mısralarımda yaşatmak istedim Leb değmedi, kelimeler yetmedi Benim sevgim hiç tükenmedi Duy sesimi ikimizin şarkısında Seni sevmiyorum BURSA Tarihe adını, gönlüme yazgını yazdırdın Tenimden can, canımdan can aldın … … Duy sesimi uçuşup giden bulutlarda Seni sevmiyorum BURSA Sabah oldu eski bir mabedin kaldırımında Uyan artık sende seyr-i sefâdan Bursa Günaydın diyeyim ufkundan doğan bakışlarına Kızıl tenine dokunayım şefkatli avuçlarından Duy yankılanan sesimi boş bir odanın duvarında Seni sevmiyorum BURSA Duydum ki yollarım uzun, deryam büyük gelmiş sana Yolculuk gözükmüş bana sonu olmayan kanatlarında Şarapsı dokunuşlarında sitem etmişsin bana Duy sesimi yalnız esen rüzgârın kokusunda Seni sevmiyorum BURSA Bir mermi çekilmiş silahın kabzasına Buram buram ayrılık kokuyor Bursa Ya çek tetiği tebessümünde şakağıma Ya çekip giderim bir son bahar akşamında Duy yokuş çıkamayan sesimi dağlarda Seni sevmiyorum BURSA Küçük bir çocuk olsam bağrında Sinene çekilmemiş dudaklarımla Bir öpücük olsam, bir kelebek olsam Konsam yanaklarıma ömrümün baharında Duy sesimi on sekizinci feryadımda Seni sevmiyorum BURSA İçimde kanmayan bir susuzluk Bir gülücükten yetim çocukluk Sonsuz sevgiye muhtaç susuzluk Minik bakışlardaki ufak çocukluk Duy sesimi kimsesiz bir camii avlusunda Seni sevmiyorum BURSA Bilmiyorum yeşil gözlüm bilemiyorum Seni sen olduğun için mi? Yoksa sende benim olan güvercinim için mi? … Duy sesimi martısız limanlarda Seni sevmiyorum BURSA Sokak başlarına kazınmış kara adım Bundan sonra kemiksiz olan dostlarım Her duvarda sana hasret mısralarım Ucu yanık resimlerdeki sevdalım Duy sesimi işitmeyen kukalarımda Seni sevmiyorum BURSA Rüzgâr esti, soğuk bir aydınlık Hatırla ben senin emzirdiğin ufaklık B u boş sayfadaki sebepsiz kızgınlık Gözü yaşlı, içi buruk ben sana âşık Duy sesimi azgın dalgalarda Seni sevmiyorum BURSA Kar yağdı sıcak demli çayın üstüne Kara sevda bindi kömür kalemin üstüne Yorgan ol, örtüneyim seni güzelim Essin rüzgâr savursun saçlarını yüzüme Duy sesimi lodosun uğultulu gezintisinde Seni sevmiyorum BURSA Beyaz gelinlikte kirli eller Irak yollarda yosun tutmuş saçlar Büyük sevdalar önemsiz ayrılıklar Karanlık sokaklarda yalnız kaldırımlar Duy sesimi tarihin acı yaralarımda Seni sevmiyorum BURSA Bir öpücüğe hasret kurumuş dudaklar Bu donuk bakışlarında ki gerçek hisler Yıldızların altında dans eden semaverler Uykusuz başlar, uykusundan uyanamayan yastıklar Duy hıçkırıklı sesimi uçan yusufçuklarda Seni sevmiyorum BURSA Bir durakta her köşe başında Gördüğün her iniltili rüyada Üstsüz kaldım arş-ı semada Artık sona yaklaşıyoruz bu baharda Duy sesimi doğaya uyanan yeniden uyanan toprakta Seni sevmiyorum BURSA Bir izmarit kadar yakınsın ağır başımda Bin mil kadar uzaksın dokunmayan dudaklarımda Çektikçe güzelleşiyorsun iki parmak arasında Yalnız, hissettiğim sıcak bir nefes yanağımda Duy sesimi sigaramın acılı dumanında Seni sevmiyorum BURSA Her dönülmez yollarımız ayrı bir şiir Her yiğidin öpüşemediği sihirli şehir Bak, bu saçları ağırmış âşık şair Üzerime sarılmış kefen kenevir Duy sesimi sükûnetinle ıslanan yollarında Seni sevmiyorum BURSA Tutan ellerim tutmaz oldu Gören gözlerim kör oldu İşiten kulaklarım sağır oldu Konuşan dilim lal oldu Duy sesimi içi boş akvaryumda Seni sevmiyorum BURSA Yağmur olup yağsam da Kuş olup uçsam da İçin için ağlasam da Her çileli kucaklarda ağlasam da Sevdam bir okyanus yüreğime sığmaz, Duy artık duy çığlıklarımı BURSA SUKÜNETSİZ GEMİM |