...............Sultan Süleymana kalmadı
................Sana,bana,kime kalacak ki bu Dünya ?

Doğmuşuz işte! kimbilir belki tesadüfen
Hayatı yaşıyoruz mecburen
Neden niçin nereden nereye?
Çağlayan ruhlarız coşkunuz
Akarız ufak bir dereye.
Ummanlar gibiyiz varlıklarda en zenginiz
Taparız ufak bir zerreye
Çamurumda bu ihtiras
Neden niçin niye?
Bu şehrin sokaklarından geçiyorum
Her gün her sabah
Yollar mezarlıklar yanyana
Düşünen bir manzara,
Düşünmeden geçen insanlar
Yaşayanlar yaşamayanlar.
Birincisinde gürültüler ihtiras çalkantısı
Diğerinde sessizlik ve sukunet
Sanki olgunluğun sesi.
Buradan geçiyorum her gün her sabah
Ufak gecekondular,ufak geçim dünyası
Ufak istekler
Tahta iskemleli parkta ufak bir çay sohbeti
Maaşa gelen yüzlirayla
On lira artan çocuk zammı
Dünyada iğreti oturanlar..

Buradan geçiyorum her gün her sabah
Binalar,apartmanlar gökdelenler
Arabalar şöförler hizmetkarlar
Eşyalar gümüşler altınlar pırlantalar
Almışlar alıyorlar alacaklar!
Dünyaya bir kazık atmışlar
Hiç gitmeyecek gibi yerleşiyorlar
Halbuki gitmeleri
İkiyüz metrede
Mezarlık kadar yakın
Göremiyorlar.
Çamur ruhlarını öyle sarmış
İhtiras bedenlerinde bir elbise
Yalnız ben yalnız ben diyen ses
Dünyada dolaşan bir nefes
Telefonla gelen milyonlar
Akıyor akıyor yükseliyor gökdelen
Ruhlarını saran ihtiras şalı
Gözlerinde perde
Göremiyorlar , görmek istemiyorlar
Ama ben! görüyorum.
Her gün her sabah


Bu terazi adil değil.

Bahar Tülay Kıran 2006