İhtiyar kadın kim?
İhtiyar kadın kim?
Kurumuş yapraklar o kadar sakin yere düşüyordu ki Dalın ucundan. Acıtırsan acıt beni toprak dercesine… Yaşlı kadın elindeki eskimiş çanta ile Zorla otobüsün basamaklarından çıkmaya çalışıyordu. Bir genç bayan yaşlı elleri usulca tuttu Sessizce ihtiyar kadına yardım etti. Hafif kambur sırtı ile Gözüne ilk kestirdiği otobüs koltuğuna oturdu. İşte o zaman yaşlı kadının hikayesi Etrafına salını verdi… Ümit, onun zamanından çoktan ayrılmıştı. Yorgundu. Acele etmeden gidiyordu, Sadece kendi bildiği yere.. Hikayesinin kokusu içime kadar işlemişti. Öyküsünün anlam bütünlüğü “kadın’dı.” Kim bilir zamanında ne kadar güzeldi,. Kimler imrenmişti ona. Asla yalnız kalmamıştı,. Etrafında her zaman insanlar vardı onu alkışlayan. Ya da başka öyküler mi yazsaydık kirpiklerine. Anne oluşu, yavruları ve evliliği… Hatıralarında ne kadar gözyaşı vardı Saymakla bitmeyen…. Belki de çok zengindi, Hizmetçileri olan ve… Hayatının bir yerinde Fakirliğe kopmuştu kıyameti.. Ve… şimdi ki çaresizliği… Hiç aklımıza gelmeyen Daha nice hikayeler yazılmıştı o an yaşlı kadına . Hangisi onun hayatı idi? Derler ya “ne canlar yakmıştı bakışları ile.” O yaktığı canlar nerede idi. Sevenleri. .... Pof poflayanları… Yalnızlıkları ve onu sevdiğini söyleyen insanlar… Yoktular … Hiç tanımadığı bir el Tekrar ona yardım ediyordu otobüsten inmesi için. Eski elbiseli buruşuk teni Bu hali hiç hayal etmiş miydi geçmişinde?. Koşarken sokakların tarihinde, Biraz durup begonyaları koklamış mıdır? Pencere önlerinden… Artık onu kimse kıskanmıyordu. Alkışlamıyorlardı . Erkekler ona kalpleri yerinden çıkacak gibi bakmıyorlardı. Hatta hiç kimse onu fark etmiyordu artık. Ölsün diye bekleyeni de var mıydı? Gözlerime arkasını döndü yaşlı kadın Eskimiş zamanın eski bakışlarını aldı yanına Eğilmiş bedeni ile koyuldu yalnızlığına. Yolu, belki evladına Bekli de kimsesizliğindeki çaresizliğineydi. “Korktuğumuz yaşlılığın Bir gün kapımızı çaldığında “Hayır, gelme “diye bir şansımız yokmuş. Her yaşı kabullenip yaşamak Ve ihtiyarlığın nimetlerini Keşfetmek keyfine erişe bilecek miydik? Azığımız kaderin hangi cebini dolduracaktı? İnsan beğenilmek istermiş. Beğenilmek için bir çok cilvelere Ve oyunlara baş vururmuş. İnsan gençliğinde, Güzelliğinde dünyaya hakim olurmuş.” Eski çantasından bunlar dökülüyordu sanki yere…. Ve ..O da bu hatıralarının ona faydasızlığından emin bir şekilde Kadın oluşunun yalnızlığında Geçmişin üzerine basa, basa gidiyordu. Yaşlı kadın uzaklaştı,uzaklaştı…. Gözden kayboldu. Bir daha onu görmem imkansız gibi geldi bana… Görünmez elimle ardından El salladım adını bilmediğim umuda… Düşündü gözbebeklerim Akıp giden bir yaşamın ardından Ya bu kadın bendim, Ya da bu kadın bütün kadınlardı … 23 mart 2009 19:05 Gençliğimizde kendimizin kıymetini bilmediğimiz vakitlerin , Yaşlandığımızda bizi nasıl azat edilmez köle haline getirecektir…. |
sevgilerimle.