KIRIK TARAK, TAŞ PLAK VE SENSİZLİK
Sensizliği izliyorum penceremden,
Kalabalıklar arasında arıyorum. Güleç siluetinin varlığını, Önce bir damla misafir oluyor. Sonra ağırlıyorum sağanakları Toprak buram buram sen kokuyor. Geçmişe gidiyorum bir an, Yaslanmışım duvara öylece, Senin varlığını taşıyor divan, Şarkını haykırıyor taştan plak, Yağmurlar yağıyor, gök gürlüyor, Saçlarını tarıyorsun, elinde kırık tarak, Gözlerim seni saklıyor. Hatırlar mısın bilmem o günü, Martılar müjdelemişti gelişini, Depremlere tutulmuştu bedenim, Uzaklardan görünce seni, Denizlerimize fısıldamıştım. Seni sevdiğimi, Nasıl sevinmiştin o zaman. Pırlantalar beklersin sanmıştım. Titreyen ellerimden, Ne kadar çok şaşırmıştım. Kırık tarağı çıkarınca cebimden, Gözlerinde görünce mutluluğu, Benim olmalısın demiştim içimden, Oldun. Benimdin. Kadınımdın. Vazgeçilmeziydin hayatımın Ellerinin sıcaklığını saklayınca, Ellerimin sıcaklığına sen karışırdın. Sen benimdin sevgili, Şükrüydün varlığınla dudaklarımın. Hayatımın yegâne gerçeği, Sen canımdın. Saatlerce izlerdim seni, Kızıla boyanan tan vakitlerinde, Senden önce uyanırdım. Gezinirken sen derin düşlerde, Gözlerimde seni saklardım. En çok beni benden alırdı. Yağmurlarla saçlarını ıslatışın. Tahta divan taşırdı varlığını, Ben her şeyden seni kıskanırdım. Saçlarını taradın. Seni çizerdim yüreğimin tuvaline, Gözlerimde sen dururdun, Kırık tarak ellerinde... Canım nasıl yanıyor bilsen, Sensizliğinle sevişirken, Ağlıyorum zaman zaman, Gökyüzüyle birlikte, Hıçkırıklarım karışıyor, Yağan yağmurların sesine, Söylerken şarkını taş plak, Benim gibi mahsun duruyor, Sensizliği tarayan kırık tarak, Bırak peşimi hayat bırak, Bu zulme ne zaman son vereceksin. Gelmene gerek yok Azrail, bu son durak. Sevdiğim bekle sana geleceğim. BAKİ EVKARALI |