GÜNYENİĞİ
recmi gül, örtüsü tül akşamda
bir çift petunya susuyor gözlerimin ormanında -bir intizar gibi- birbirine yakın, birbirinden uzak incecik bir koku salarak gamzelerinden nerdeyse eğer güzyeniği boynunu kuğu sıyırır alevden eteğini gün vurur cana yangını -telli pullu bir gelin gibi gerdek yatağında, sereserpe- nerdeyse çıkar yıldızlar cömert ve dingin ay döküp yakamozlarını suya sana alnı akıtma bir tay yolladım yelesinde turkuaz bir türkü damıtıp imbiğinden kapıdaki hanımelinin bu gece melekler erkenci bu gece erganun ve erguvan demlen sevdiğim küskünlük boynuma yazgı işte son dizeyi yazıyor gül/gün -armadası tunçtan- ben deva bulmam dönmeden son sürgün PERİHAN BAYKAL Anafilya, Sayı: 61 |