Ölüm gelmesin ne çıkar
Ölümler gelmesin ne çıkar
Şaraptan kan damlatırız Ateşi kesen Kızgın karlar serpiştiririz Dört mevsim dudak çatlayan Sevinçlerimizden toprak fışkırır Kanadı yok ölümün Maviye uçmaz yıldızlar Kara deliğin rüyası kâbus Milyonlarca dikilmiş taş Toprak taşıyor bedende Her biri gönderilmemiş mektup El yazılı hikâyesi var kiminin Kiminin yazılmadan duvak Mürekkebin tırnağı çizmemiş Bedenlerinden çalınmış huzur Hüzün yığını perdelere açılmakta Mimarı kim bu ağırlığın Bilinmez bir labirentte bir mum yanıyor Kırık bir camdan sızıyor ışığı Suyunu çekiyor toprak Ölüm ağır ağır terk ediyor vücudu Ölümler gelmesin ne çıkar Biz budanmış gözyaşlarından yaprak damlatırız sonbahara |
Not:İhtiyarladığıma kılıf mı arıyorum ne...!
hanay tarafından 3/31/2009 8:30:32 PM zamanında düzenlenmiştir.