BULUT VE DENİZ
BULUT VE DENİZ
Hiç kimse sevmekle başka birini aldatmış olmaz. Hele bir insan sevmekle asla. Eğer sevmenin güzel bir şey olduğu doğruysa tabi... Artık bazı şeylerin başına “hakiki”, “öz”, “gerçek”, “en”, gibi tanımlar mı getireceğiz. Yoksa olmayanların adını mı değiştireceğiz. Aşk diye anlatılan şeyin şehvetten, sevgi denilenin hoşlanmadan, dostluğun geçici yol arkadaşlığından farkını nasıl koyacağız. Aşk ne? Hangisi aşk? Sevdiği kızı, geçtiği kaldırımdaki ayak izlerinde arayarak yıllarını geçiren adam, Sevdiği adamdan vazgeçmediği için bir kuleye kapatılarak, yaşlanan kadın, Karısı daha sonra aşık olduğu arkadaşıyla mutlu olsun diye intihar süsü vererek ortadan kaybolan ve başka bir ülkeye giderek sevdiği kadının mutluluğu için kendi mutluluğunu feda eden adam, Sevdiği adamın hayatını kurtarmak için ona yılan olarak görünen kralla bir gece geçiren ve yıllarca bu acıyı çeken kadın, Seven adam, Seven kadın...... Hangisi Caner hangisi Tülin’di bilmiyorum ama herhalde böyle bir aşk yaşamış olmalılar ki, büyük televizyon kanallarında ve ciddi gazete köşelerinde onların “aşkından!” bahsediliyor. Eğer, normal bir sevgi yaşasalardı herhalde bu kadar bahsedilmezdi. Anlatacağım kadın ve erkek arasındaki ilişki normal sayılabilirdi ve yerel bir gazetenin üçüncü sayfasında bile yer bulamazdı. Kadın afrodit kadar güzel sayılmazdı, adamda Roma heykelleri gibi erkek güzeli değildi zaten. Onları herkes değil, onlar herkesi değil, onlar birbirlerini sevmişlerdi. Kadın beyaz bir bulut, Adam derin bir deniz Kadın kendini görüyor adamda, adam rengini alıyor kadından. Kadın adama dokunuyor ıslanıyor, adam kadına dokunuyor heyecanlanıyor. Kadın bulut kadar yumuşak, adam deniz kadar hırçın ve kırılgan Kadın ve adam Bulut ve deniz.... Önce insandı. Önce bunu hissetti. Kişiliği olan, saygın, gururlu bir insandı. Sonra kadındı. Sevilen, uğruna fedalar yapılan, okşanan, dokunulan, heyecanlanan ve öpülesi bir kadın. Kendini kadın gibi hissediyordu. Bir insanı sevmek ondan başka bir insan yaratmaktır. Bir insan otuz üç yaşında doğarsa doğum sancısını annesi çekmez. Biraz geç kalmanın telaşı birazda yaşanmışlıkların pişmanlığı vardır bu acıya eşlik eden. Adam sevgisinden bir kadın yaratırken kendi doğumuna da ebelik yapıyordu. Sevgi başka iki insanın ilişkisi olmuştu. Kadın adamı hiç traş olurken görmedi, adamda kadını gecelikle dolaşırken hiç. Kadının bir dünyası vardı yanı başında deniz, Adamın başka bir dünyası var,beyaz bulutla kaplı. Ne adam kadını deniz olmaya zorladı, ne de kadın onun bulut olmasını istedi. Kadın hep beyaz bir buluttu Adam hep deniz olarak kaldı.. Ve belki sevgi buydu, Aşk bu olmalıydı... ALİZARİN 2004- ANKARA |