ÖLDÜ
Yalnız sokakların bekçisi,
Hüzün kırıntılarını toplayıp hayatın, Cebine doldurdu şiirleri, Yol aldı zamanın içinde, Sisler kesti önünü birden, Bir de anlamsız hisler, Yavaş yavaş ilerledi. İçine işlerken yalnızlığın ayak sesleri, Tablasını çıkardı cebinden, Tüm duygusuzluğuna inat, Geçmişin arzularını sardı sigaraya, Ve yaktı... Bir duman kadar geçici aşkları, İçine çekti bir gerçek gibi, Daha vardı soğuk odasına varmaya, Ölüm sessizliği vardı ortalıkta, Elinde kanlı mendili, Ciğerleri sökülüyordu, Yine de bırakmadı elinden aşkın zehrini, İçti... Ardına baktı bir an, Sanki bir daha geçemeyeceğini haykırdı, Buğulanan gözleri sokağa, Vurdu anahtarı kilide, Kalbini açmadı kimsesizliğine, İçeri girdi. Duvarda kocaman bir perde, Perdenin ardında kırmızı bir resim, Resimde ağlayan bir kadın, Kadının gözlerinde ihanet, Gülümsemesinde saklıyken şehvet, Aldı kalemi eline, Durduramadı yatalak ruhunu, Yazmaya başladı... O hep yaşadıklarını yazdı. Yalnızlıklarını yaşadı. Kimsesizliğini aradı. Ağladı kimsesizliğine, Duvardaki resme uzun uzun baktı. Bir şiir düştü yatağının yanına. Mısralarda onu anlattı. Öksürmeye başladı ciğerleri sökülürcesine, Dışarıya attı kendini hemen, Salondaki pencereyi açtı, Yarım ölüme teslim şehri izledi. "Onsuz beş para etmezsin hayat!" dedi. Elinde bir oyuncak vardı, Sahibi kendini mutlu eden, O kendi gibi sessiz çocuktu. Bıraktı aldığı yere, Kalemine bir şiir sürdü, Dayadı kirlenmemiş kâğıtların alnına, Mısralarda onu gördü... Dayanamıyordu artık, Tüm sırlarını sırladı içinde, Kalayladı aşkları bir bir, Usulca ilerledi. Acılara içinden gülümsedi. Kan tükürdü hayata, Vurdu tekmeyi. Şiiri astı odasının ortasında. Yüzünde son beliren tebessümdü. Sevgiliyi aşka emanet edip, ................................öldü. BAKİ EVKARALI |