4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1954
Okunma
Ey Diyarbakır
Sessiz çığlıklar şehri
“Babamı istiyorum” diye yükselen yetim feryatlarının şehri
Ey çok çocuklu dulların matem şehri
Boğulmuş hıçkırıkları duyulmayan şehir
“Kolu, kanadı kırıkların” şehri
Anladım ki sana karşı kulaklar sağır
Ondan da ağır, vicdanlar sağır
Ama bu nedir?
Ey Diyarbakır…
Yapan başkaları, çeken benim
Ne olur, ama ne olur, beni başkalarından ayır
İşte sana geldim Diyarbakır….
Sen içinden yükselen feryatlardan bunalmışken
Kendi sesine bile yabancılaşmışken
Bilmem duyar mısın sesimi….
Hisseder misin gelişimi…
Ey Diyarbakır…
Her şeyi kendine de bana da haram eden şehir
Haramlar ve yasaklar şehri, haram şehir….
Söyle Diyarbakır…
Her kapını çalanı hırsız mı sandın
Sana uzanan her eli arsız mı sandın
Sen yasakları kıransın, nedir bu halin
O yasak, bu yasak
Gelmek yasak, yürümek yasak
Dokunmak yasak,
Söyle Diyarbakır sevgide mi yasak….
Sana son sığınak, asude bucak diye sarılmakta mı yasak…
Ey Diyarbakır…
Yasaklı şehir, yasaklar şehri
Herkese açıksın bir bana kapalı
Yakınlaşırken uzaklaşırsın
Söyle başın kime sevdalı
Ölmeden önce bir ümit var mı
Açılır mı surların da bana
Süleymanı bedel alıp açıldığın gibi…
Ey Diyarbakır…
Yorgun kalpler, umutsuz çocuklar şehri
Bir kere olsun gel demedin,
Gör demedin, sev demedin
Gelince karşıladın ama asaletinden,
Sevince burkuldun
Beklediğim başkasıydı der gibi
Ölünce kucaklar mısın?
Ey Diyarbakır
Alır mısın koynuna yar gibi…