KatavaşyaKatavaşya -Denizlerin piri haykırdı -Açılın kapılar şaha gidelim! İstavrit güldü, Gopez,ters bir bakış attı. Hamsi munisçe dibe daldı. Dalgalar efendilik etti, Rüzgar yelkenini indirdi, Martılar zaten bir haber... Kumsallar ona keza. Bir incecik ses çıktı -Denizlerde şahmı ola ki! Suskunluk çağrı oldu, İstavrit şaştı.,Hamsi kulak gerdi Gopez korku dan mıdır? Gülümsedi! Yunus idi,çalkantıyı eyleyen. -Tuzlu su kokmaz -Tuza banan ne şah olur ne şâhan -Acının tuzdan farkı ne ki... Suskunluk oldu... Ve dalgalar başladı yol almaya Rüzgar fora Bir düzene girdi martılar Kuş olmayı bilerek. Uykuda idim Uyandım. İçim serinledi ruhum yaz ortasında balıklama daldı buz gibi bir şeylere Yeryüzünde, iklimlerde bulamadım böyle bir serinlik Alnımda bir ter buram, buram Bir yerlere göç ediyordu ruhum Yazdan bıkmış kışa doğru hani... Yada iklimler ötesine, Buzulda çöl ateşi Çölde kar tanesi. En yükseklerde almak istiyordu rüzgarın hevesini, Yada dalmak fersah,fersah okyanus diplerine Ciğerlerim patlarcasına. Ve... seni tanıdım KATAVAŞYA. Bir soğuk rakı kadehinde göç eyleyen buz tanesi gibi,düşerken kadeh dibine misali Ve çıktığımda su yüzeyine hani Elimle sildim terimi siler gibi buğunu Gurbette gibiymişim de El sallar gibi sılama Nerden geldim,nereleri döndüm dolaştım derken Seni tanıdım KATAVAŞYA. Göçebe balıkların Kış olduğunda Karadeniz’den Marmara’ya Oradan, Akdeniz’e gelişlerini yaşattın bana. Sonra döndüm gökyüzüne, Ne yağmuru anladım Ne gökkuşağını Ama seni tanıdım KATAVAŞYA Ben bir ömür isem, Sen bin bir ömürsün tanıdım Sağ ol KATAVAŞYA... (İzmir) (1/06/2003) (KATAVAŞYA: Karadenizden Akdenize göç eden balıklar) Mustafa Alaybeyoğlu |
Güzel bir şiirdi ara sırada balıkları düşünmek lazım ve yazmak lazım seni kutlarım.