YABAN GÜLÜMYABAN GÜLÜM Gizemli rengine, aldanıp kandım. Bağlarda açardın, sen yaban gülüm. Evlerde yetişir büyürsün sandım. Utanır kaçarsın, sen yaban gülüm. Kırlarda hayrandım, meftundum sana. Pembe fundaların değerdi cana. Rüzgârla kokular salardın bana. Sevinçten uçarsın, sen yaban gülüm. Görünce yürekten, vuruldum, yandım! Sevgimi verirsem açarsın sandım. Hissime kapılıp nasıl aldandım. Kuruyup göçersin, sen yaban gülüm. Bayırdan kökünü, elimle çektim! Getirip balkonda saksıya diktim. Su ile aşkımı, harç yapıp döktüm. Nazlanıp içersin, sen yaban gülüm. Günlerce yokladım okşadım seni. Paylaştım derdini, tınmadın beni. Açmadın bir türlü, tomurcuk hani? Bu yüzden naçarsın, sen yaban gülüm. Açsaydın hasretim o gün dinerdi. Ruhumdaki yangın hemen sönerdi. Yalınız ben değil âlem severdi. Kendinden geçersin, sen yaban gülüm. Ölmeden açılmış halini görsem. Yüzüme, gözüme goncanı sürsem. Bir kerecik olsun koklayı versem. Kefenim biçersin sen yaban gülüm. Bu kadar diretmen, değil boşuna. Seherde bülbülde sana aşina. Serenat yaparak konar başına. Aşkından duçarsın, sen yaban gülüm. Azat ettim seni, yeniden hürsün. Bıraktım bayıra rahat büyürsün. Kıvrımların bana bakıp, da gülsün. Doğayı seçersin, sen yaban gülüm. Küskünlük yetişir barışıversek. Batsa, da dikenin sarışıversek Mehmet, mutluluğa erişiversek Kokular saçarsın, sen yaban gülüm Gaziantep. Mehmet Kılıç |