Şair
bakır çalığı şarap kırmızısında gök
yüklü bulutlar içinde gökyüzü iki ateş içinde kalmış şair tutsaklığın ve özgürlüğün iki ateş arasında kalmış şair eskinin ve yeninin parpılanmış çoğu yerde kara görse kirpiklerin tutuşur sıcak ve korkulu gözlerinde seçeneksiz kalakalmış şair aşağı tükürse sakal yukarı tükürse bıyık herbiri damarlarına ulaşan alaz yüreğine değiyor ucu heryanı ateş içinde kalmış şair bedeni ateşlerde bilenmiş bıçak dokundukça kesiyor cilet gibi avuçlarında kan dolmuş tan çözülüyor yavaşça yüzünde şarabın sarhoşluğu şair tutuşacak mı ateşte yoksa suyun zehirini mi sunacaklar |