SEN DE GİT...
SEN DE GİT....
Gözlerin, denizlere düşen yakamozlar gibi, Yanlız ve karanlık gecelerimde. Gözlerin, kıyılarıma vuran yosunlar gibi, Kimsesiz çığlıklarımda. Gözlerin, yanlız beni anlatır gibi, Ve yanlız bana veda eder gibi, Ayrılıkların kuytularında. Sen şimdi uzak iklimlerdeki, cılız fidanlar gibisin. Yaşamak için alışmak, doğayla ve kendinle barışmak, Toprağın damarlarına sığınmak gerekir, bilirim... Ellerin, göz alabildiğine pamuk tarlaları misali, Sadece üşürüm ellerinde, Sadece düşerim parmak uçlarından, ölümüne. Ellerin, bir akşam sefası misali, Bana açılır, bana kapanır, güneşi benimle batırır. Ellerin, zavallılığımdır benim, Sıksan avuçlarında, kar tanesi gibi eririm. Ellerinde, bu yüreği, bu canı, bu benliği bırakır, giderim. Sen şimdi yokluğun koynunda, acıları doğuran bir anasın. Var etmek için, var olmak, her gün yeniden doğmak, Hayatın kaldırımlarında düşmek, kalkmak, Tutunmak gerekir sevdalara, bilirim. Bilirim gider insanlar, korkusuzca, Bilirim geçer herkezin yolu aşktan, ayrılıktan. Bilirim gözyaşları da karışır bir vakit kahkalara, Sen de git, sen de git... |