dilimde bir eski rast şarkı yine
"aylar geçiyor sen bana hala geleceksin
oda oda dolaşıyorum da
kapattığın kapıda bitiyor hürriyetim
anahtarı kayıp çilehânemin


Tekke edebiyatının geleneğinde vardır çilehâneler.... Derviş çilehâhende dünya nimetlerinden uzaklaşır, nefsini sınar.. İlk gün 40 zeytinle doyma ilkesiyle, küçücük bir pencereden sızan ışığın aydınlığında, dervişin çırılçıplak halde olduğu ve yatağın olmadığı bir yerde başlayan çilesi, her gün adedi düşen zeytin ve daha da güçsüzleşmesiyle başlayan zorluklarla devam eder. Çilehânedeki zamanını sabır ve sebatla dünya nimetlerinden uzak tamamlayabilen dervişler mertebe kazanırlar ve Allah'a ulaşma yolunda (Allah aşkının verdiği güçle-sabırla) önemli bir yol katetmiş sayılırlar.

Bu nedenle şiirinizin tamamını oldukça çok beğenmekle ve mısaralarınızla tanışmaktan büyük keyif duymakla beraber yorumuma kopyaladığım şiir bölümü beni oldukça etkiledi... Birisinin bizi bırakıp gittiği alandan dışarı çıkmak, onu beklemekten vazgeçmek anlamına gelebiliyor çilehâne geleneği ile değerlendirdiğimizde. Ve elbette onun kapatıp gittiği kapıda bitiyor hürriyetimiz. Bir tek anahtarı onda oranın, bir tek o dönse bitecek çilemiz... sabrımızın ve bekleyişimizin karşılığını alacağımıza dair umudumuz yaşatıyor bizi...

Bu yağmurlu sabahıma düşen mısralarınız, aydınlıklarıyla bir gökkuşağı yaratacaklar sanıyorum dünyamda:)

Bu arada resminizden ve

günlerden cuma

belli olmasın delirdiğim
giyinip süslendim
bir maske buldum eskilerden
takıverdim
hanendeyim
sahnedeyim
yüzümde kocaman bir gülümseme
pür ahenk nikbinliğim
sesimde en çıngıraklısından bir kahkaha
sabahlara kadar çaldım söyledim

bölümünüzden mesleğinizin de şiir içerisine başaralı bir yaşantısal aktarma olarak yansıdığını görebiliyorum:) Yanılmıyorumdur umarım.

Tebriklerimle

db