EY KIZILÇAM
Söyle ey kızılçam!Karşıma geçmiş,benden ne istiyorsun?
Toprağına gömmek mi yahut dallarında sallandırmak mı? Mevt değildir korkum!Farketmez ecelim dallarından olsun. Sor sararmış yapraklarına:"Sizlerin katili sonbahar mı?" Anlamadın değil mi ey kızılçam?!Dur anlatma sebebini, Çünkü yaprakların pek samimi değildir ruhumun tonuyla, Sarı!Evet sarıdan bahsediyorum!Şimdi iyi anladın beni, Ama daha iyi anlayacaksın;karışınca vücudum,toprağınla. Bildin ey kızılçam!Zail olan bu bedenim,ölüme bir çağrı, Ruhum ise sonbaharı bekler;davetine icabet etmek için, İşte bu yüzden yavaştan hazırlanır örselenmiş ayakları, Ölüme yolculuğum var,benim için en güzel matemi seçin. Bekle ey kızılçam!Umut et!Yakındır kavuşmamız köklerinle, Nasılsa Azrail’imle iş birliği yapmıştır;düşkünezen sonbahar, Sabırsızca beklerim son günümü,büyük bir inanç elllerimde, Kabul et beni toprağına,artık muvafakat görmemektir;intizar. Fatih Katmerci |