Zambak yalnızlığı
Dün’üm bugünüm aynı demde
Zambaklarla geçiştiriyorum geceyi penceremde Puslu odamdaki kahpe aynanın eşliğinde Baht’ı kara hüzünler deniyorum kendimde Hava garip bulut garip toprak garip Bu eylül akşamı her şey ölüme müsait Sonbahar korkusu mevsime bulanmış Koca çınarlar devriliyor yapraklar kararmış Biraz tütün tiryakiliği sarıyor beni Uluorta ağlamaklı oluyorum çocuk misali Damıtıp iki zamanda kimsesizlik sancısını Zambakların gölgeliğine örtüyorum... Bir nefes için dışarıya koşuyorum Karanlığın dönemecinde zambaklarla sarmaş dolaş Yalnızlığımı görüyorum Ben zambaklarla ölüyorum… |