DUYUN BENİM SESİMİŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bu şiirin hikayesi:
2004 yılında Din Görevlisi olarak görev yaptığım Kırgısizstan’da Ahıska Türkleri’ne ve Kırgız kardeşlerimize dört yıldan fazla hizmet ettim.Bu hizmetim sırasında Ahıska Türkleri hakkında derinlemesine bilgi edindim.Her sohbette her mevlütte Türkiye’ye olan sevgilerini muhabbetlerini ve özlemlerini gördüm.Sürgün sırasında çocuk yaşta olan şimdi ise seksenlik çınar olan ihtiyarlarların feryadını dile getirmeye çalıştım.Bu sebeple Ali İSKENDER Reşeddin ve Seyfettin dedelerin diliyle bu şiirimi yazdım.Onların çektikleri çileleri tabi ki anlatması zor.Fakat onların sesini duyurma noktasında en küçük bir faydam olursa kendimi bahtiyar hissedeğim... Benki Kafkas ilinde yetim kalmış biriyim, Osmanlı’dan alınan yerlerin esiriyim, Yok ki artık vatanım uğruna can vereyim. Ayırdılar yurdumdan vatanımdan terk benim, Yuvasından sürülmüş yersiz yurtsuz TÜRK benim. İkinci cihan harbi başladığı günlerdi, Ne kadar erkek varsa hepsi cephedelerdi. Ne idi ki moskofun bizimle olan derdi, Cephede sarındığı yorgan benim kürk benim, Düşmanı düşmanından koruyan o TÜRK benim. Babam cepheye gitti dönmedi hala geri, Anam hasta yatıyor sızlıyordu her yeri, Gelen günüm arattı geçen acı günleri. Taşımaz dertlerimi ne kanal ne ark benim, Diyar diyar sürülen bahtı kara TÜRK benim. Bir gece yarısında basıldı ki ocağım, Korkudan tutuldu hem dilim ve de dudağım, Artık ne bülbül öter nede gül açar bağım. Moskofların elinde çevrilen bir çark benim, Vatanından ayrılmış yersiz yurtsuz TÜRK benim. Çoluk çocuk demeden trene doldurdular, Ağzını açanlara dipçiği kaldırdılar, Nice tomurcukları açmadan soldurdular. Yuvasız kuştan bile kalmadı bir fark benim, Her tarafa dağılan yersiz yurtsuz TÜRK benim. Aylarca yolu gittik hiçbir şeyden habersiz, Ölenleri attılar mezarsız ve kabirsiz, Yakınınız ölünce ağlamadınız mı siz? Gözyaşını içine akıtan erkek benim, Ağlasa da hiç sesi duyulmayan TÜRK benim. On yedi bini sabi tam otuz bin can gitti, Ana babalar gitti, can gitti canan gitti, Her yavru öldüğünde yüreğimden kan gitti. Dertlerimi saymaya sayı hesap yok benim, Dert deryasında gezen limanı yok TÜRK benim. Zalimler hiçbir zaman peşimi bırakmadı, Nedir bunların suçu diyen biri çıkmadı, Moskof için cephede al kanım mı akmadı. Bu soysuz ayılara hiç güvenim yok benim, Düşmanın yarasını saran asil TÜRK benim. Pasaporttan adımı, sanımı kaldırdılar, MÜSLÜMAN TÜRK’ÜM dedim, it gibi saldırdılar, Adımdan vazgeçmedim domuzlar çıldırdılar. Korkudan değil amma söylemeyen tek benim, NE MUTLU TÜRK’ÜM diye diyemeyen TÜRK benim. Kopan bir tesbih gibi dağıldık dört bir yana, Kardaş bacı bir yanda zor geliyor insana, Hepsinden daha acı hasret kaldık vatana. Ordan oraya sürgün yetti cana tak benim, Rüzgarlarda savrulan bahtı kara TÜRK benim. Özbek gardaşım dedim, kuyumu kazdırdılar, Her şeyimle güvendim sırtımdan vurdurdular, Yurduna sahip çıktım ordan da sürdürdüler. Gardaşına gardaşça incinen yürek benim, Gardaşının evine sığmayan tek TÜRK benim. Her nereye gittimse Moskof hep tuzak kurdu, Türlü oyunlar ile taa Sibirya’ya sürdü. Her zulüme dayandım Mevla’m sabrımı verdi. Ruhum hep sizlerledir bedenim ırak benim, Gülle yemiş sur gibi dağılan o TÜRK benim. Çaresizlik içinde çırpınıp duruyorum, İçimdeki yaraya bir merhem arıyorum, Vatansız kaldınız mı sizlere soruyorum. Siz yardım etmezseniz yardımcımdır HAKK benim, Gidecek başka yeri olmayan tek TÜRK benim. Ayak basmadığım yer kalmadı ki dünyada, Kimi Orta Asya da kimi Amerika da, Türkiye’ye bir ben mi sığmadım şu dünyada. Eğer kabul etmezse güney, kuzey, şark benim, Yurduna gidemeyen yetim kalmış TÜRK benim. Göçmen bir kuş gibiyim yok ki benim durağım, Yad elinde esirdir yaylam, ovam ve dağım, Gözümde tüter hala evim, barkım, ocağım. Vatan diye yandığım o kutlu toprak benim, Hasret ile tükenen gurbetteki TÜRK benim. Bir canım var, nerede olsa da vereceğim, Belki de vatanımı görmeden öleceğim, Kendimden değil korkum, tek korkum geleceğim. Neslim zarar görmesin diyerek ürkek benim Çaresizlik tek çare avunan o TÜRK benim. Dönersem ana yurda bitecek acılarım, Ben buradayım fakat vatanda öbür yarım, Korkmayın, hiç kimseye olmaz benim zararım. İsteğim yok kimseden ne mal ne ev bark benim, Acılarla yuğrulan sahipsiz tek TÜRK benim. İşte vatanın deyip kayayı verin bana, Kanımla sulayarak çeviririm bostana, İnanmazsanız eğer şahidimdir Fergana. Taşlardan ekmeğimi sökmezsem alçak benim, Bülbülsüz gül misali vatanı yok TÜRK benim. Acınız benim acım izliyorum hep sizi, İte köpeğe sakın vermeyin ülkenizi, Dualarım sizlerle Mevla’m saklasın bizi. Ayağa diken batsa Irak’taki TÜRKMEN’İN, Acısını buradan hisseden o TÜRK benim. Esir olsa da bile herkes kendi yurdunda, Uygur esir olsa da yaşıyor vatanında, Duygularımı kimse anlayamaz şu anda. Acı benim kaderim tarihime bak benim, Vatan aşkıyla yanan o talihsiz TÜRK benim. Bizler gurbet de bittik gençlere sahip çıkın, Bedenleri uzakta, gönülleri çok yakın, İnanmazsanız eğer TÜRKÜM deyip de bakın. Yürekten sarılmazsa hemen ipim çek benim, TÜRK olmakla övünen gurbetteki TÜRK benim. Ölür isek gurbette bırakmayın yalınız, Mezarımın üstüne ay yıldızı koyunuz, TÜRK ve MÜSLÜMAN kaldık siz müsterih olunuz. Mezarıma vatandan bir avuç toprak benim, Duyun benim sesimi TÜRK OĞLUYUM TÜRK benim. REŞİTTİN,SEYFETTİN,ALİ adlı ulu çınarların feryadı 22 ARALIK 2008 KIRGIZİSTAN Ali Karaca |
Kutlarim güzel şiiri...
........................................ saygı ve selamlar..