YÜREĞİM ACIYOR
Ah! Annem yüreğim acıyor
Tarifsiz bir duygu, korku, ıstırap bu Yüreğim acıyor anne Nasıl da isterdim başımı göğsüne yaslamayı Bir çocuk gibi Doya doya, hıçkıra hıçkıra ağlamayı Saçlarımı okşardın, avuturdun o zaman beni Silerdin, kuruturdun gözyaşlarımı Büyümüşüm, çalmışlar benden Sorgusuz, sualsiz almışlar yıllarımı Ama bilemiyorum neden, hiç el sürmemişler Yine bana bırakmışlar acılarımı Ah! Annem büyümüşüm, yüreğim acıyor Çilelerle geçti çocukluğum, yaşayamadım Yaşayamadım Doya doya bir saklambaç oynayamadım Uçurtmamın ipi önünde koşamadım Bilmiyorum, acılar mı bana Ben mi acılara doyamadım Şimdi Şimdi yorgunum anne Artık kırgınım, dargınım anne Yüreğim, yüreğim acıyor Yalnızlıkları yaşadım En tarifsizi, en koyusundan Yalnızlıkları yaşadım, aynada kendimle konuşacak kadar Kendim anlatıp, kendim dinleyip, ağlayacak Kendime acıyacak kadar Yalnızlıkları, yalnızlıkları yaşadım Ama biliyor musun anne, konuştuğun kendin de olsa Aynada kendi kendinle de konuşsan İnsan kendini yalnız hissetmiyor Konuşacak birini bulduktan sonra Büyümüşüm Büyümenin adı, yalnızlıksa, kavgaysa, büyümüşüm Korkuyorum, çok ama çok korkuyorum anne Yüreğim, yüreğim acıyor Yuvasından düşmüş kuş yavrularını beslemeyi, bakmayı Bir çiçeği sulamayı İnsanlara acımayı, sevmeyi, güvenmeyi, inanmayı, sen Sen öğrettin bana anne Ve o insanlar tüm inançlarımı yıktılar anne Yıktılar, ağlattılar beni Sen öğrettin bana insan olmayı anne İnsanlara acımayı, sevmeyi, güvenmeyi, inanmayı, sen öğrettin Galiba anne, sen Sen bana kötülük ettin Keşke Keşke zalimliği, taş kalpliliği Sevmemeyi, acı çekmemeyi İnsanlara dost diye güvenmemeyi, öğretseydin Öğretebilseydin bana Ve ben ağlamasaydım böyle yana yana, yıkıla yıkıla Istırap kaldı bana anne, kala kala Ah! Yüreğim Yüreğim acıyor anne, yüreğim acıyor Öfke baldan tatlı, meyvesi zehirden acıymış Pişmanlık ne kapanmaz yaraymış anne Benim kendime ettiğimi, bana can düşmanım edemedi Şu talih bir küstü, bir daha gülmedi Yüreğim yanıyor, kanıyor Yüreğim, yüreğim acıyor anne… Gürsel İLERİ |