Gidişgözleri görmüyordu artık; elindeki bardak bile titriyordu... yaşlılık denen kullanılmış yıllar unutturuyordu bazen kim olduğunu. oturduğu divanda dalıp gitmişti. çocukluğunu annesi, gençliğini babası alıp gitmişti. canım dedikleriyle tükenmişti ömrünün en güzel günleri. sessizliğin sardığı odada sadece akreple yelkovanın asırlık mücadelesi vardı... parmağındaki yüzüğe baktı; kiminle, nerede, ne zaman takmıştı hatıralar içinden bulamadı cevabını. süzülen gözyaşlarını silmek istedi, silemedi... sessizliği, yere düşen bardak bozdu. akşam eve gelenler buza kesen elini öptüler çığlıkla... Serap Hoca |
yaşlılık denen kullanılmış yıllar
unutturuyordu bazen kim olduğunu.
NE KADAR MANA YÜKLÜ DİZELERDİ..YİTİK YAŞANMIŞLIK DEDĞİMİZ BU OLSA GEREK..NE GÜZEL ANLATMIŞINIZ YARINIMIZI..KİM BEN BUNLARI YAŞAMAYACAĞIM DEME CESARETİ GÖSTEREBİLİR Kİ..KUTLUYORUM YÜREĞİ VEDE EMEĞİ.