Çelişki
Gerçek olamayacağını düşündüğüm birine yasladım yüreğimi,
Sürüklerken bir boşluktan diğerine kendimi.. Uzanıp usulca tuttuğunda ellerimi, Uyanmayı hiç istemediğim bir rüyada gibiydim Çelişkilerle dolu hayatımda, Dengesizliklerim hat safhada da olsa.. Emindim sana yeniden hazır olduğuma Ta ki gidip baş başa bırakana kadar beni yokluğunla! Kalbimdeki boşluğu dolduran sebepsiz yokluğunla, Büyümenin getirdiği alışkanlıklarımla, Acıdan almayı öğrendiğim tatlarla… Sevmeyi yeniden denemeye çalıştığımda, Gözümde iki damla yaşla uyandım bomboş yatağımda.. Biten rüyayaydı belki göz yaşlarım.. Ya da gerçek olmasını dilediğim, kaybettiğim yüreğeydi.. Aslında hiç benim olamayan, hep hayallerimde kalan o yüreğe.. Şimdi anlıyorum, Gözümden akan onca yaş sana yeniden hayat verirken Benden götürdüklerinle sen yeniden dirilirken.. Hiç boşa değilmiş ağlamalarım.. Sen olmasan, ben sevmeyi öğrenemezdim Ben olmasam, sen yeniden hayata gelemezdin.. Neden biterken “dur, gitme!” diyemedim, Sensiz olamayacağımı bilsem de, neden? Aslında cevabını bilmek istemediğim bir soruydu bu.. Zaten bilsem de bilmesem de gittin.. Yüreğine yasladığım yüreğimi bir başına bırakıp hem de! Ve yüreğimi dolduran o koca boşluk bile sana ait.. Her zerrem hala sadece sana ait! Ama sen artık yoksun.. Ve biliyorum bu defa gerçekten sonumuzdu.. Defalarca kez istesem de sana hiç söyleyemedim Bitse bile seni hep sevdim.. Her ayrılığı denediğimizde, Her gözyaşı döktüğümüzde.. Her gidişinde.. Artık istemesem de hala seviyorum.. “Acının verdiği tat” bu olsa gerek.. 02.10.2008 Saat: 11.56 |