sahte sihirŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Ayrıldığımız gündü.
Mutfaktaydık, buzdolabının yanında, kapısı açıktı, herşey bambaşka görünüyordu yüzüne vuran o soğuk ışıkta "Biliyor musun " dedin. "Sen neye benziyorsun biliyor musun?" Epeydir aradığın bir şeyi bulmuş olmanın hem sevinç, hem keder veren gizli bir an için bulandırmıştı yüzündeki tedirginliği, kırgınlığı. Sis ışığa çıkmıştı. Sonra yavaşça çevirip başını yüzüme baktın kuyuya düşmeye benzeyen derin bir korkuyla. "Neye?" dedim,yan yanayken yaşadığımız ayrılığın adını sorar gibi,"Neye?" "Bilardo toplarına." "Neden?" dedim. "Yazgını hep başkalarının ıstakalarının insafına bırakıyorsun da ondan..." Murathan Mungan / Bilardo Topları ’ ndan..
sahte sihir..
ama sahte olursa sihir olur mu sahte su.. ama sahte olursa akar mı hiç sahte yaşam.. ama sahte olursa ölüm gelir mi... tüzel bir tarih yazıyorum binlerce, milyonlarca ama aslında bir tane olabilen gözlerde tek.. çünkü düz. düzle eğri karışmış da olabilir deli aklımda - delirdi, zaten deliydi - yer değiştirmiş, kimlik değiştirmiş, yön değiştirmiş, sıfat değiştirmiş, kendilerini değiştirmiş olabilmeleri olası. sinek vızıltısını duyabilen hassas kulaklarım sağır olmak istiyor olabilir karıncalara basmamak için hep yere bakarak yürüyen gözlerimi kan bürüyebilir belki kimbilir. ben durdum aradım gittim sonra döndüm. döndüğüm o gün anladım ki kendimden de öte yana döndüm gözümden akan yaş sondu, sonluktu sonluğu ben yazdım tek yüzlü insanların korkunç canavarı riya şimdi karşımda, arkamda binlerce yıldır yaşanıp eskitilememiş paslı incir sütü elimde bir elin parmaklarını çoktan geçmiş anlatımlar sağımda solumda artık mümkünsüz yaşanmışlıklarla dolu amel defterleri.. kendini çoktan ele vermiş bir suç var artık nedeni sonucu ve sonu olmayan bir suç ortak suçu tüm insanlığın yaşamışlığın iğrenç bir kıvamda akıp gidiyoruz kendi nehir yataklarımızda ve yataklarımız iğrenç kıvamlı sıvılarla akmaya devam ediyor akıyor pisliyor.. alıp götürüyor. deltalar verimli değil artık eskisi gibi birisi birşey fısıldıyor hassas kulağıma, muhtemelen duyuyorum, denize dökülemiyor saf sular gibi içimdeki... 8 Şubat |
bilirmisin
yakamoza kestiğinde çığlıklar
yıldızlar taşıyan gökyüzünün
sabah rüzgarı düşmez artık avuçlara
ve önce gökyüzü ürkütülür
ardından savrulur notasız şarkılar...Sevgiyle.