2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1386
Okunma
deja vu... dialog... ve yılkı...
Tokuşturalım durmayın
bu gece kımız içiyoruz gri atların kanından imal edilmiş
ve yeni ölüler ediniyoruz seri üretim mezar taşlarımıza yakışacak.
Durmayın haydi durmayın
gidelim geldiğimiz yere gerisin geriye
alalım zamanın elinden eskibirpastanecamındayazan paskalya çöreğini
ve selam edelim çocukluk arkadaşımıza, ilk aşkımıza yolumuz düşmüşken o sokağa
sonra belki o sesli sessiz yola da uğrarız dönüşte
o kulenin dibinde öperiz sevgiliyi gölgedudaklarından
kimbilir, belki masal gerçek olur böylece..
burgaçlar döndükçe şekiller beliriyor şeklin içinde
eskiden yaşanan bir şehrin arasokaklarında dolanıyor ruhum bedeninden kurtulup
ve intihara meyilli renklerin tam ortasında buluveriyor kendini
bakmadan da görülür
koklanır
sahip çıkılır çemberlere zamanla
onlar dönüp durur zamanda, tam ortasında
son bulmazlar, durmazlar, kendilerini tekrarlarlar anın içine gizlenmiş kapsüllerde aslında
- Bu sana yetiyor mu..
- Hayır.. sadece öyleymiş gibi yapıyorum...
Gidelim bu yalan kentin ufacık insanlarından
bu ufacık kentin başkalaşmış ruhlarını birbir öldürüp kaçalım.