Şerefe...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın deja vu... dialog... ve yılkı...
Tokuşturalım durmayın
bu gece kımız içiyoruz gri atların kanından imal edilmiş ve yeni ölüler ediniyoruz seri üretim mezar taşlarımıza yakışacak. Durmayın haydi durmayın gidelim geldiğimiz yere gerisin geriye alalım zamanın elinden eskibirpastanecamındayazan paskalya çöreğini ve selam edelim çocukluk arkadaşımıza, ilk aşkımıza yolumuz düşmüşken o sokağa sonra belki o sesli sessiz yola da uğrarız dönüşte o kulenin dibinde öperiz sevgiliyi gölgedudaklarından kimbilir, belki masal gerçek olur böylece.. burgaçlar döndükçe şekiller beliriyor şeklin içinde eskiden yaşanan bir şehrin arasokaklarında dolanıyor ruhum bedeninden kurtulup ve intihara meyilli renklerin tam ortasında buluveriyor kendini bakmadan da görülür koklanır sahip çıkılır çemberlere zamanla onlar dönüp durur zamanda, tam ortasında son bulmazlar, durmazlar, kendilerini tekrarlarlar anın içine gizlenmiş kapsüllerde aslında - Bu sana yetiyor mu.. - Hayır.. sadece öyleymiş gibi yapıyorum... Gidelim bu yalan kentin ufacık insanlarından bu ufacık kentin başkalaşmış ruhlarını birbir öldürüp kaçalım. |
- Bu sana yetiyor mu..
- Hayır.. sadece öyleymiş gibi yapıyorum...
Gidelim bu yalan kentin ufacık insanlarından
bu ufacık kentin başkalaşmış ruhlarını birbir öldürüp kaçalım.