ihanet gözlerindegözlerinde, heyecan verici nefret tazeliği uzamış yaşamaya saçlarının kokusu dilinde çalınmış bir iki kelimenin bakirliği sahte tadların korkusu yüzünde, içilemeyen zemzem kuyusu derin uçurum gölgelerinde kaptırmış paçasını ihanete yelesi kirlenmiş atların seyrinde… içimde, suskun bir başka beden gider sessizlikten genişleyen gürültülere yer kalmadı yaprağı sarı gül den kitabımda boş sayfadan taşan kelimelere ağlama, artık gözünden akan çiğ damlası düşmez narin kıvrımlardan, ipeksi bir tene ağlama... ağlaman, beş para etmez bit pazarında en pahalı gümüş işlense de kirpiklerine… Faruk Çelikten istanbul ilkbahar-2007 |