BİR VEDA BUSESİ
Bir veda busesi bu, sana veremediğim
Bir demet kırmızı gül, sana deremediğim Elveda demediğin gidişine sevdiğim Bir “güle güle” olsun, sana diyemediğim Seninle yaşadığım bir yılın hatırası Sensiz geçen yılların acılı hikâyesi Serencamı sevdamın titreyen kalemimden Senliğin bedeli bu, sensizliğin sancısı Nasıl başladı bu aşk, bir yılı nasıl biçti? Ne gün ayrılık oldu, on yıllar nasıl geçti? İplik iplik dokudum hepsini dizelere Neden varlığın değil; yokluğun beni seçti Ahde vefa sevdiğim ömür boyudur sevgim Atacak senin için duruncaya dek kalbim Neden çekip gittin ki bir elveda demeden Ayrılık em değilmiş seven kalbe sevdiğim Yirmi yedi yıl önce sendin hülyalarımda Yirmi altı yıl sonra sensin anılarımda En kısa an bin yıldır yokluğunda sevdiğim Yıllar ise birer an senli zamanlarımda Sınıftaki ilk günüm bir hafta gecikmiştim Sınıf eski; ben yeni, tanımak istemiştim El âlem tanışıktı bakınırken etrafa Senle göz göze geldik, en güzeli demiştim İki sıra gerimde doğruca geldim sana İstedim ki ders notu bahane olsun bana Renk vererek az biraz uzattın utanarak İlk kez sesini duydum buyur demiştin bana Defterine dokunmak sana dokunmak gibi Dantel gibi el yazın seni okumak gibi Gözlerini görürdüm her sayfasında sanki Değil bu sevda serap sana susamak gibi Başladı öyle aşkım, beraber çalışırdık Bahanemiz çalışmak bir araya gelirdik İrem bağı o bahçe aşkımızın yuvası Buram buram gül çiçek, buluşmayı beklerdik Hiç unutmam bir sefer nedimenle gelmiştin Haber vermiş bahçede yolumu gözlemiştin Notunu alır almaz koşarak sana geldim Hoş geldin dediğimde bir tebessüm vermiştin Bir ilkbahar günüydü, gök kubbe şahidimiz Bahaneydi çalışmak buluşmak hedefimiz Leyla’sına kavuşmuş bir Mecnun misaliydim “Ben büyüdüm” diyordu o tertemiz aşkımız Gözlerin gözlerimde, ben seni okuyorum Gözlerimle yüzünü kalbime dokuyorum İnan o an dilim lal gözlerim anlatmıştır Geç de olsa diyorum: Seni çok seviyorum Utandım okşamadım saçının tek telini Uzattın yanağıma sen pamuktan elini Seviyorum der gibi o kadife sesinle Umut ektin sevdama, estirdin aşk yelini Neden sonra fark ettik orda yalnız değildik Nedimeyi süzerek utanarak bakıştık Elini çekip dedin; “uğur böceği konmuş” Nice zaman orada iki soru çözmüştük Bütün herkes kararlı sılaya dönmek için Bende ise bir inat yanında kalmak için Artık sıla gurbetim senli gurbet sılamdı Bir bir ayrıldı herkes ben kaldım senin için Sen vardın gülüm diye Gaziantep’ti sılam Sen yoktun orda diye Diyarbakır gurbetim Şahidim olsun yıllar yokluğun çekilmiyor Sılam artık anılar evren gurbettir gülüm Bir andı senli bir yıl sensiz bir an bin yıldır Bir an sensiz bin ölüm, senli bir an bin ömür Kalbini aldım senin bir ömür verdim sana Benim kalbimi aldın bir tek yıl verdin bana Bu nasıl alışveriş demeyin sakın bana Bir değeri yok zaten onsuz geçen bir ömrün Ilık ılık esen yel değmeyin sakın bana Bir kalp bir kalbe gitti bir yıl kar kaldı bana Simsiyah saçlarını bazen örük yaparsın Siyah forman altında beyaz gömlek giyersin Ilık ılık nefesin tıpkı bir meltem gibi Seneler sonra hala capcanlı aklımdasın Ömrümün baharında seni sevdim sevdiğim Ömrümün hazanında seni andım sevdiğim Mutlu musun bilemem başkasını sevdin mi? Örülüyor kefenim canım aşkım sevdiğim. Senin için bu şiir yazıldı sevdiceğim Sadece sen bilirsin sırrını sevdiceğim Anılar içeriyor seninle yaşadığım Son bir veda busesi kabul et sevdiceğim Z. Fuat Toprak 01.02.2009 [email protected] |