Miş'li geçmiş zaman
İlkbahar kokulu günlerde
Diyorum ki hep Ah şu ayrılık seni de alıp gitmese Ben ne yapsam olmuyor Bir tek “sen” olamıyorum Bu sağanak yağışlı günlerde Büyüyor gidişin içimde Ve ben başka “sen” yokmuş gibi Hep sana yazıyorum şiirlerimi Sensiz başlayan şiirlere İmar izni vermiyor kalemim Ama artık, “Sen gittin” cümlesinin öznesinin sen Ben de nesnesi, Öznenin yaptığı işten etkilenen Sen gittin Senden geriye, Hayra değil haybeye yorulmuş düşler Usanmış bu durumdan kelimeler Geciktirilmiş, Sırası gelenden devralınmış aslında Koşaradım ölümler Ve hepsi gibi -Miş’li geçmiş zamanlardan miras Kulaktan dolma acılar kaldı Zaman milattan önce bin bilmem kaç Miş’li zamanlar yine Denirmiş ki, Sesinin özel bi yankısı var Dibini kaybetmiş kuyularda Görülürmüş, Işık vurduğunda tenine Tutuşur zaman,tutuşur gölge Tutuşurmuş ev,ocak,dükkan,mahalle Ve bana sadece Yangında asla kurtarılamayan Bir çift mavi göz kalırmış Yanılırmış, Gittikten sonra Bir daha sana şiir yazmam sananlar yanılırmış Ve bilinirmiş ki, Yemin en büyük yalan Ne söz versen tutamazsın Hangi kalıba girersen gir İlk olanı asla unutmazsın! |