NEHİRCE DÜŞLER
MUAMMER YILMAZ’A...
Mutluluğum ve mutluluğun İlişikteki resimde saklı Ne olur gölgeleme Ayırma gözlerini gözlerimden Ne olur gizleme Gözlerin seni ele veriyor Ve sözlerin Savaş kesen o sözlerin Ele veriyor seni Hatırlarmısın bilmem Geçmiş zaman aralıklarının birinde Zaman akıp giderken kendi halinde Üç odalı evimizde Salih, Osman, Kaya ve İbrahim ağabeylerle sen bir yanda Ve biz pak çocuklar büyük ideal düşleyenler bir yanda Tartışadururduk kendimizden büyük meseleleri Mesela; ülkemizi geleceğimizi Hesap sorardık yargılardık topa tutardık Geceleyin putları yıkar Sabah enkazında biz kalırdık… Eksik olan bir şey vardı ta o günlerden içimde; Haddimizi bilmeliyiz diye… Zaman akıp gidiyordu kendi halinde Biz gene üç odalı evimizde Talim ederdik bildik şeylere Beton Demir Ve bir de slogan Asık yüzlerle sınırlı bir dünya Gömerdi bizi içine. Yaşamak Bir nehir gibi O günden bu güne Aktı içime… Değişmedi aslında bir çok şey Zaman akıp gitsede Biz gene üç odalı evimiz de Kardeşlerimizle Habersizce olup bitenlerden devam etsek te yaşamaya Dünya gene dönüyor Uludağ’a kar yağıyor gene Yollarımız çamur gene yüreğimize sıçrasa da Ve biz pak çocuklar Her ne kadar tehlikeli işlerle uğraşsak ta Hayatla içeyiz şimdi. Tanığıyız şimdi hayatın Biz büyüdük şimdi Küçüldü dünya… Bu şiir böyle bitmemeliydi Beton ve demir ve bir de slogan arasına sıkıştırılmış bizler Solumalıydık hayatı daha bir başka Severek başlamalıydık her şeye Vira bismillah… Zaman akıp gitsede Biz gene üç odalı evimizde Bir nakkaş titizliğiyle Babamdan miras olan Sevgi ekmeliyiz çorak iklimlere |