Savaştaki Çocuğun Sayılı Günleri
bir anda;
hamasın o yorgun sırtına saplandı roketler, şok bomboları aynalar kırıldı kollar, bacaklar ortalıkta firari kaldı hamas kırıldı "terket" dedi israil sapığı, anarşisti militanlar kapı, siper, duvar yaptı çürümüş bedenlerini iki üç gün geçti; "lütfen durur musun - bitirir misin bu savaşı?" dedi birleşmiş milletler israil hiç kimseyi dinlemedi. aç köpek gibiydi israilliler işgalin altıncı günü; korkudan uyanmak istemeyen çoçuklar vardı ve onlar altıncı günde ölmüşlerdi gün ışığı göremeyen gözleri tamamen kara toprağa gömülmüştü artık isteselerde savaşı göremeyeceklerdi işgalin onuncu günü; hayat durmuştu tek taraflı bir anlaşma istemişti israil hamas direnişteydi toprak istedi israil hamas vermek istemedi gazzeyi istedi israil HAMAS; bu topraklar bize mezar olursa ancak öyle sizin olur dedi işgalin onikinci günü; tamamiyle israil askerleri gazze’deydi militanlar hala yorgun bedenleriyle direnişteydi çoçuklar ağlasa da annelerine ağlıyorlardı israillilerden korkularından değildi hayat bitmişti zaten anlaşma imzalandı ama hamas kaybettiklerini geri alamadı çoçuklarını geri alamadı annelerini, kadınlarını geri alamadı israil insanlığında ne kazandı ki ne alabilsin ufak bir taş kayalıktan başka. |
Tabiki bu dünyada da cezalarına vermek için hazır ve nazır bekliyor milyonlarca cengaver...
İslam-Türk Dünyasının dirilişi ve kıyamı temennisiyle