Zeki Usta-4-Bağa Girdik
bellenirdi bağlarımız
iki göz koyar budardık dört yanları ağaçlıydı her bir meyvadan tadardık üzüm bağımız dört dönüm deli bağı aşılardık ortasında kırmızı gül dibin açar eşelerdik yaz gelende koku gelir iğde çiçekleri bir başka bal arıları toz toplar petekleyip döker aşka tarlalarda ayçiçeği başını kaldıramazlar konarken uğur böceği kanatlanıp uçamazlar tarlalarda yeşil ekin tatlı taşlıca armudu ergin ye gökü bırakın alır mısım ahu dudu karga yuvası üst yanda var mı iki de yavrusu dikenler kolum üstünde bağlara gittim doğrusu kara üzüm teveğinde ağzımın tadını buldum yufkayla dürüp yiyende canlandım dipdiri oldum canlılık var bağ yolunda cılvıldaşır durur kuşlar sepetleri boş kolunda üzüm toplanmaya başlar kağnılarla götürüldü ezilirlerdi havtlarda pekmez toprağı kazıldı dizilirlerdi sırada sabaha kaynardı kazan sabahlardı can analar pekmez toprağını süzen karıştırırdı nineler saat onikiden sonra bütün içkiler şaraptır demiş dost cemal süreyya asıl kaynağı topraktır üzüm yedik salkımınan ağzımızın tadı gelsin yağmur yağdı alkımınan yazı*nızın adı kalsın kara üzüm gözlerinde sürem**değen saçlarına şarap kokan sözlerinde külü değer uçlarına bağa girdik ozan efe zeki usta sacak*** dönmüş üzümü taşıdık eve pekmez olmuş ocak sönmüş 250109 denizli yazı:ova sürem:mevsim sacak:ayaklı üçgen demirden yapılı kazan altlığı’sacayağı’ |
zeki usta sacak*** dönmüş
üzümü taşıdık eve
pekmez olmuş ocak sönmüş
ÜZÜM PEKMEZİNİN KÖPÜĞÜNÜ ÜZÜMÜN YAPRAĞINDAN İÇMİŞ GİBİ OLDUM