...KUM SAATİ...
Söz bir daha erken uyanacağım.
Sonsuz olduğuna inandığım sürece. Aşkın kum saati... Yalnış bindiğim o dolmuşta ki, Elinde her gün başka bir kitap olan, Kızın selamını da almam söz, Darılırsa darılsın. Ama sen gitme. En ıssız marketlerden alış veriş yaparım, Ve kasiyerlerin evli ve yaşlısını seçerim, O her seferinde benim için kasa açtıran müdürenin , Marketi pahalı zaten. Arkamdaki yaşlı teyzenin elinde yalnızca bir süt, Sıramı vermeliyim,sadece bir kaç dakika. O sıra da ya sen geçersen. Yine karşılaşamazsak, O zaman sen de , Yolda bir köpek sev, Lisedeki arkadaşınla karşılaş mesala, Bir kaç dakika kadar. Ama gitme... Söz ... Yarın yine erken uyanacağım, Dolmuşta ki kırmızı mantolu , Kulağı ses kısıcı tıpalı kızın, Şu bileti uzatırmısın derken, Elimi tutuşun dan , Parmaklarımı çekeceğim her seferin de, Kestirmeden parktan geçeceğim ki, Sana yetişebileyim. Ama parkın güvercinleri için yem satan yaşlı amca, Doymadılar bu gün dedi. Eskisi gibi insanlar güvercinlere yem vermiyor, Hem ben , hem onlar aç. Artık daha huzurluyum. Kaybetsem de bir kaç dakika, Ama ya sen geçtiysen önümden, O zaman sende, Bari en seveceğin ayakkabını gör bir mağazanın vitrininden, Ama henüz otuz yedi numarası kalmasın , O yüzden ilk ve tek kadın ol bir mağazadan, Bir kaç dakika da çıkabilen. Ama gitme... Ben yarın yine erken ...yarım uyanırım söz... Bir kaç dakika da Senin var olabileceğine inandırıp,kendimi, Çıkarım soğuk duşumdan. Varsayılan garipliğime denk gribliğin adına bir ıhlamur yaparsa annem, Al sana bir kaç dakika daha. O arada sen sonsuzluğa sadık bir kumsati tarafından, Uyandırıl. Ve her hangi bir kaç dakikanı ayır. Herhangi bir rastlantıya sığabilen. Söz Anlayacaksın. Anahtarı paspasın altında unuttuğunu , Ve sana getirdiğimi... |