Eskimeyen MektuplarEskiden mektuplar vardı, hasrete tercüman olan Kaf dağının arkasındaymış gibi, bin bir umutla beklenen, postacı yolu gözlenen Sevginin kanaviçe örer gibi yazıldığı, özlem kokan, gözyaşının mürekkep olduğu Her satırları sevenin dokunuşu olan mektuplar. Şimdi eski sararmış anılar gibi, sararmış tozlu mektupları Çeyiz bohçasını açar gibi sandığımdan çıkardım. Etrafa hüzünlü, sevinçli anıların kokusu yayıldı. İlk sevgi tomurcukları, ilk hayal kırıklıkları, can arkadaşlardan zoraki vedalar. Pembe bulutların üzerinde yazdığım umut dolu ilk şiir dizelerim. Hep bunları hatırlattı eskimeyen mektuplarım. Ahmet Güdücüoğlu “balaban Kent Şairleri” |
benden büyük kuzenim, nişanlısına yazacağı mektupları bana yazdırırdı,
nişanlısı polis okulunda okuyordu, kuzenimse okumuyordu,
ben okuduğum için, benim yazdıklarım daha bir düzenli ve okunası oluyordu,
o bana duygularını anlatır bende onun yerine o yazıyormuş gibi yazardım,
nişanlısı bunu anladı elbette bir süre sonra ve bende kurtulmuş oldum bu zorunlu görevden...
bende çok isterdim elbette, saklayabileceğim değerde mektuplara sahip olmak,
olanlar değer bilsin ve saklasın diyelim...
yine de varolan bir mektup nostaljisi yaşadık, saygılar...