GİRDAP
Mazideki hayali,yüreğime saplanır
Cam kırıkları gibi,o keskin bakışların. Haziranda zemheri,bedenime toplanır, Ayazıyla üşürüm,içimdeki kışların.. Ne zaman kabarırsa,içimdeki denizler, Yanaşıp kurtulacak,bir kör liman ararım, İçine çeker beni,kapkaranlık dehlizler, Ağır hüzünlerimle,bir girdaba dalarım. Düştüğüm bu kuyuda,asla duyulmaz sesler, Yalnız bir gulyabani,ortalıkta dolanır, Sanki ölüm yaşanır,kesilir tüm nefesler, Örtülünce kapılar,herşey gama bulanır.. Küçücük ellerini,uzatan bana doğru, Sisler arasında bir,çocuk mudur gördüğüm? Toz içinde her yanı,yırtık yakası bağrı, Bu karmaşık alemde,sanki her şey kördüğüm.. Ne gücüm var çıkmaya,bu simsiyah girdaptan, Ne de bir el uzanıp,beni çeker yanına, Ruhumu sarmalayan bu hummalı azaptan, Ne ben kaçabilirim,bir huzur diyarına. |