Umutlar hazanlaşırken!Karar vermiştim artık Bir türlü önünü alamadığım yıllara sâri saflığım Güven duygumu ve insan kimliğinde ki umutlarımı solduruyordu Ne kadar halis davransam İnsan kimliğine itibar ederek inansam yanılıyordum Zikredilen ihlâs ve ders verilen sohbet halkaları ve duyarlılıklar Adeta sohbette kalıyordu Mekândan uzaklaşıldı mı ve ticari kaygı ağır bastımı Her şey değişiyor ve tükenmeyen maslahatlar devreye giriyordu Şaşırmıyor değildim Kalbine sahip ol diyorlar ama kendileri başkalaşıyordu Ne kadar nüfus sahibiysen ve varlığını sarf ettiysen gayet iyi idi Müritler makam tayin ediyorlardı Manevi valilerden dem vurarak, kalplere nizam veriyorlardı Ne kadar hazin ki, hiçbir şatafattan kaçınmayarak zikrediyorlardı Kalp ile dil farklılık arz ediyordu İnsan kimliği, kulluk bakımından zaafların içinde eriyordu Mütedeyyin görüntüler ve ihsanı vakar içinde gezinen nefesler ardı Kim kime sorularak hak aranacaktı Saçlarını göz alıcı renkle kapatan ve boyananlar banktaydı Sarmaş dolaş bir vaziyette ne yapıyorlar ve ne sağlıyorlardı bilinmez Neslin kepazelikleri çok aşikârdı Ne hayâ vardı ve ne de insan haysiyetinden kalan ahkâm Mezarlıklar dahi buluşma mekânları olunca ve ölüm insana yabancıysa Devlette hukuk karışınca İnsan hilkatindeki gerçeklerden uzaklaşarak nefes alınca Kitabı celil hakkıyla anlaşılmayınca ve o gülün kuşatan şefkati azalınca Her şey başkalaşıyor Güven bunalımı etrafımızı kuşatıp kalbi anlamsızlaştırıyor Namazlar niye kılınıyor, Kur’an neden okunuyor, neden takiyye yapılıyor Mustafa CİLASUN |