Gümülcine
Yosun tutmuş tekke şadırvanlarına oturup
Hüzünle süzdüm ruhunu imbiklerden. Kiraz kokularını içime çektim; Seni ta derinimde duymak için. Son yapraklardan sabah çiyini üfledim: Ayazların dağıttığı sisin ardından, Türk firuzesi değil, Helen mavisine boyanmış Yetim bir diyar çıktı. * Evrenos Bey’in izini, Beyhude aradım, Kır Mahalle sokaklarında. Çukur Kahve’den Ulu mirasın, Yüküyle kamburlaşmış üç beş ihtiyar çıktı. * Gümülcine bir koca meydan; Erlerin yüzyıl önce uğurlandığı. Gümülcine çimen sarısı bir yaprak, Lodosla poyrazın kucağında savrulan. Gelincik baharlarını beklerken, Küçük Müsellim kırlarında, Kadere küsmüş sonbahar çıktı. * Hemitli’de devlet, Hiç ödenmemiş diyet, Devlet kurana has haslet bekledim; Kuşçubaşı Eşref’in hayali Ve yıkık bir hisar çıktı. * Gümülcine sokakları tütün kokardı; Şehit Süleyman Bey’de şan, Doktor Sadık’ta dün kokardı. Gönül, Mestanlı’ya koşarken, Osmanlı’dan her nasılsa arda kalan, Gülistan’ın önünde, Altı asırlık çınar çıktı. |
Harika bir şiir.
Hayran kaldım okurken.
Tebrikler.