DARBEMİN KÜLTÜR RÖNESANSI
Şehrin lüle ışıkları
Anlatır rüzgarın burukluğunu Usulca gezip Fransız sokağı’nı Madam İsabelle’in aşklarını Bir de kocasından kalan Köstekli saatin hikayesini dinle. Orada yaşanmamış bir şey var hala Son İstanbul beyefendileri Nazik espri yapar Tane tane kültür buyurur Damakta bir dut kurusu tadı Her şeyin en güzelini yaşayıp Nostaljiye hayran gözlerle Kırk beşlikler içki hülyasına uyur. Hissedersen eski İstanbul’u 1955’in Galata’sına göz at Orada mini etekli yüzlerce kadını Kuruvaze takım elbiseli adamları -Öyle ki Paris’e beş basarlar Gözyaşınla izlersin. Anlaşılan ilk Cumhuriyet yılları Senin düşünde bile geçmezken O dünya harikası antikalar Mutluluğun modasını soluyup Çok daha estetik yaşadılar. Bir de aynada bize bakın Perspektifi deli saçması Postal resmi yapsın bir zahmet Ya da elektriğin edep yeriyle savaşını Ben nitekim şiir yazsam boş Gelsin karanlık meclisime Utanmazsa yine anayasa yapsın. İstanbul 1980’de bitti Nasıl bir eylül şafağıdır ki bu Benim neslimi bitap doğurup İstikbali paramparça etti… |
Güzel günler göreceğiz çocuklar...
İnanmak ve umut her şeyin başı
Sevgiyle...Şiirlerle kalın