DAHA BARIŞA KAÇ VAR?DAHA BARIŞA KAÇ VAR? Kaç var barışa? Kaç var anaların gülmesine, Çocukların büyümesine kaç var? Ne zaman bitecek savaşlar, Ne zaman susacak silahlar, tanklar? Çocuklar ölmesin, Umudumuz, geleceğimiz onlar. Dünya onlarla güzel. Kıymayın onlara. Bakın şu çocuklara; Yüzleri param parça, Kaşları yarılmış, Kolları kırılmış, Açmadan solmuşlar, Büyümeden ölmüşler. Ey dünya, ey insanlık! Açın gönül gözünüzü, Görün etrafınızı, Görün beyler, Söyleyin ağalar, Daha barışa kaç var? Çiçek onlar, sevgi çiçekleri, Ciğer pareleri. Taze tomurcuklar, Çocuklar, can çocuklar, Barış kelebekleri. Bağdat’ta, Irak’ta. Yakında, uzakta, Somali’de, Karabağ’da, Elsiz, ayaksız, Renksiz, boyaksız. Kerkük’te, Musul’da, Mülteci olmuşlar geçilmez yolda, Evsiz, barksız, anasız, babasız, Boynu bükük Afgan Dağları’nda, Can çiçekleri, Sevda çiçekleri. Şurası Çeçenistan, Şurası Gürcistan. Burası Bayraktepe, Burası Aktütün. Dağlıca, Çukurca, Van, Tatvan, Muş... Mehmet’im o dağlarda, Yürek o dağlarda. Mermi yağar o dağlara, Kurşun yağar. Bir can düşer toprağa, Bir sevda düşer. Gül siner yaprağa, Ay düşer, yıldız düşer. Bayrak sarılır tabuta. Bulut refakat eder. Giden şehittir sevgiliye. Kutludur o an, Mevla’ya ulaşır can. Bir ateş düşer haneye, Yakar duman duman… Ne canlar gitmiş, Ne ocaklar sönmüş buralarda. Toprak kızıla dönmüş, Sokaklar kan kırmızı, Akşamlar gül kurusu, Güneş matemli, Ay yalınayak buralarda. Rüzgar hırçın, öfkeli, Fırtına olup savurur deli deli, Soğutur şehidimin bağrını. Zira meltemdir bir eli. Yağmur iner gökten, Melekler iner, acılar diner. O an ödüldür şühedaya, Kul Rabbine döner, Acı kalır o ocakta. Figan kalır… Hüzün gelir o dağlardan, Korku gelir, kabus gelir. Kalbinden kurşun yemiş Şehit gelir. O dağlar almıştır Hasan’ı, Halil’i O dağlar almıştır Yusuf’u, Cemal’i. Karanlık dağlar, Kanlı dağlar, kara dağlar… Kandil Dağı kanlı, Kandil Dağı katil, Canavar Dağı sisli, Cudi Dağı puslu. Hangisini saysam, Hangi tepeye konsam, Hangi şehite yansam? Oy Mehmet’im, oy! Taş basar bağrına analar, Taze gelinler ağlar şuracıkta. Yetimdir bebekler, yürekler yetim. Ahde vefa vardır o yolda. Gidilir dönülmez, Varılır gelinmez. Giden şehittir, gelen gazi, Namlusunda şafak sayar Mehmet. Ona kucağını açmış bekliyor Muhammet. Rabbin sevgilisidir şüheda, Yürek fışkırır toprağı sıksa bin defa. Ölümsüzdür şehidim, yürür Hakk’a. Şükreder Mevla’ya iştiyakla. Yine de yas tutar sineler, Ağıtlar yakar bekleyenler. Acılar dinmez, izi silinmez, Gidenler dönmez. Dönülmez o yoldan. Kan ağlar Filistin, Kan ağlar insanlık… Vicdanlar ölmüş, Vicdanlar pörsümüş, Taş kesilmiş merhamet. Yürek paslanmış o yerlerde. Kör olmuş gözler. Sapan taşına tank! Ezan sesine cenk! Barut kokusu şehirler. Kan pıhtısı nehirler. Mermi yağmurunda çiçekler. Vampirler kan emmekte, Kan içmekte caniler. Ve Filistinliler… Kırıktır onların kolları, kanatları. Bakamazlar kapıdan, pencereden, Bir kurşun seker aniden, Bir çiçek solar, Bir anne ağlar. Daha barışa kaç var? Kaç var barışa beyler, Daha barışa kaç var? Rabia Barış |
ELİNE SAGLIK KUTLUYORUM.
YOZGAT TAN SELAMLARIMI YOLLUYORUM.
BAŞARILARIN DAİM OLSUN..