ZEHİRLİyim SARaMAm aŞIKSeninde zehrin vardı Sarmaşığımsın der, zerk ederdin benden beter Elmanın ikinci yarısıydı, payımı bıraktığın son gidişin / Dönmediğin Elbet vardı bir bildiğin, sanırdım korkaklığı yiğidin, bilmediğimdi bildiğin Yarısı... kalandı kokusu, içime sindiğin O elma ki... misk ile amberin ahengi / Dengi O kokuydu mis gibi içime çektiğim, yiyemediğim Gidişine lanet ektim, biçemediğim Bir sözün mahvetti /Gittin, deşifre ettiğindi /Zalimliğin Giderken seğirttiğin İkimize ettiğin zulmü bohçala, fırlat at denize Dönüp bakma ardına, bana (Geleceğim, sarılacağım) de Sabır yittiğinde dalım kırık, yapraklarım küfürbaz Bela mı, yalnız bana mı yobaz aşk denilen/Maraz Sormam... sırların kalsın içinde başımın belası Bu defa sen sarıl bana, def et sarmaşığın zehrini istediğin biçimde İstediğin içimde Nedendir kökümdeki acı/Bilemediğim Yaprak yaprak zehir, incecik helezonî dal/Sarmal Sarıyorum/Gidiyor, sımsıkı sarılıyorum/Ölüyor Sen bari dön ne olur/Kal Son gidişin, son olsun dönemeyişin. Zehirli sarmaşığın kökünde kederi Başımın belası dediğim sen Bana sarıldığında değişecek Dile düşen, acı bilinen kaderi. Sevim Erdoğan Tezel |