mart-nisan arası senli günleri hatırlarım...
martın on’u geldiğinde ben
cemrelerden önce seni hatırlarım sende vurgunları yediğim o anlarım gözlerime düşer nura belenmiş yüzün gülücüklerin mühürlenirken tenime sevinç yaşlarımız akar mutluluğa hasrete kelepçeli günlerimiz parçalanır yeditepe’ye hakim gecenin ortasında sen ve ben saadet kokarız nefeslerimizde çetin ayazların vicdansız inatlarına aldırmadan yürürüz ateşler içinde... o gün kar yağmıştı lapa lapa yeditepe sokaklarını arşınlarken caddeler süt beyazı karanlığa düşen yalnızlıklarımız unutulmuşluklarda geri kalırken el ele ayasofyamın muhteşemliği aktı içime göz göze dünleri düşledik mabedimin gül açmış avlusunda dualarımız uzanırken Allah’a alın yazım oldun sen bende... hatırlar mısın dönüş vakti geldiğinde nefeslerimiz boğum boğum yüreklerimiz durmuşcasına suskundu gözlerimiz ayrılıklara küskün bakışlarda elvedalar derken sana yanmıştı içim kanayaklım kara trenin gidişine el sallarken acı çığlıklarında ağlayamadım bile savaş yorgunu fersizliğinde uzaklaşırım yeditepeye senli bıraktığım hatıralarımla daha dün gibi yaşanmışlıklar gelir aklıma mart-nisan arası gün batımlarında sensizliklere yüreğim ağlar sevgilim!.. |
bitmiş bir sevda,
ya da bitiremediğin,
bitirmek istemediğin
yürüdüğü yolları geçmeli insan bir daha
sevdayla yürümeli aynı yolu
aynı çiçekçinin önünden aynı sevdayla geçmeli
eski bir sevda
eskitemediğin bir türlü...
mart nisan arası daha umutlu sevdalı günlere...
sevgilerimle direniş...