istanbul
İSTANBULA DOĞRU
Akşamdan kalma bir kent cadde boylarında mal beyanında kadınlar dönme-lerin sakalları çıkar... sabah namazına müteakıp dönme-ler sanık görenler tanık ustura satılır kara-kollar da ağırlaşan sabaha aynada saydam gülüşleri kalır en mahrem yerinden kırılır kadeh. bir bardak zemzemle yıkanır bu kent mazgallarda boğulur günahlar haramilerin saltanatı yıkılır bir kadehle çiçek pasajında uğrunda nelerden vazgeçilir bilinmez tramvaylar geçer içinden beyoğlu’ndan istiklale doğru uzanır çocukluğum asılır yapayalnız sarkarım kenarından hayata kuşatılır mı bir daha bilmem bu kent kuş-atılır anason kokulu gökyüzüne anadolu’dan her sabah yeni bir kent kalkar akşamdan kalma istanbul’a doğru... Savaş Kayhan |
İstanbul, iki yüzlü bir madalyon gibi,
bir yüzü eksik kalmış, belki başka bir şiirde...
saygılar...