Kahroluyorum ben
Yakamozlara bakıp dururken,gözlerimi esir aldı yine duygular,
ve pırıl,pırıl parlıyor karşımdaki baktığım gri yakamozlar, aklımda ise dansediyor binbir zevkli zevksiz,anılar, gözlerimde dans ediyor, geçmişteki anılar, unutamadığım bildik acı tatlı hülyalar. ve ben en acılarını hissediyorum önce onların, sonra arkasından geliyor az da olsa brazcık tatlılar karşımda suskun bir deniz ve yazdan kalma bir güneşi, yakamozları var oynar durur kaygısız, güzlerim dalgın bir halde, başıma vuran güneşim var, bakarım denize durmadan, geçmişim savcı hakim olmuş sorgular. elimde o güne ait birkaç aldığım gazeteler, alıp da okumaya çalıştığım,fakat bir türlü okuyamadığım, gazetelerim darmadağınık,ama okuduğum yok, duygularımdır anılarımdır baktığım. fayda etmiyor okumaya çalışsam da saten o gazeteler, o anki düşüncelerimin dağılmasına,anılarımı unutmama, geçmişin iyi kötü anılarını,terk etmeme bırakmama, ne resimleri fayda ediyor o gazelerin, ne de sutun, sutun,siyaset için memleket için yazılanları, nede köşelerdeki, köşeyazıları,nede memleketin manzaraları, yüreğimi rahatlamıyor,içimde kopmakta çünkü fırtınalar. illa da bana bak diyor, unutmaya çalıştığım anılar, beni oku gazeteyi falan bırak diyor, oku ki,dolsun gözlerin yaşlarla geçmişte dolaşırken diyor, bırak gazeteyi falan, “yaşın geçmiş işin bitmiş” saten diyor, sinsice içime sokulmuş ağlatmak isterken, şeytan, yada şeytanca içime sokulmuş, beynimde dolaşan, hatta ruhumda, dolaşan birileri. ve çaresiz bırakıyorum, gücüm yok ki saten okumaya “elden ayaktan kesilmişim” düşünmekten, yeniden karşımdaki futursuz,grı yakamozlara bakıyorum, enginlere geçmişe dalıp,dalıp giderken. bir esinti çıkıyor birden, dağıtıyor bütün gazeteleri, sanki yardım ediyor esintiler bana düşüncelerimi unutmama, ve gazeteleri toplayıp sigara tablasının altına koyuyorum, artık uçuşmuyor,dağılmıyor onlar, fırlatıp atmak yırtmak gelse de içimden, şimdi sessizce yerinde duruyorlar. bir sigara yakıp derin bir nefesle tüttürüyorum, o da kesmiyor beni, ne yazık, birkaç kadeh olsa şurada da içsem diyorum, birkaç tek atsam diyorum aklımdan, tam da efkar dağıtmanın, zamanı gelmişken, “zom oluncaya kadar” içsem, derken düşüyor gözlerimden, çoktan beklediğim tutamadığım süzülerek damlalar. içmek istiyorum tekrar,hem de sarhoş olana denk, içmek, ama ne içkim var, nede cebimde içecek sigaram, ben onları çoktan terketmişim, onlar da beni terketmiş, ve orada sigara kadar etkili vede esrar kadar uyuşturan, duygularımı yalnızlığımı içiyorum onların yerine, kadeh,kadeh durmadan. beni esir alan, eski günlere dalıp gidiyorum içerken, dalıp gidiyorum,tüm sessizliğimle yapayalnızken, yakamozlarsa, bakıp,bakıp sanki gülüyorlar, esintiler saçlarımı, okşayıp dururken. belli ki onlar da teselli ediyor beni, ağlamamak için uğraşırken, ve olmuyor kahrediyor yalnızlık ve sonra duygularım, yakomozlar karşımda oynayıp gülüp dururken. bense yapayalnız orada, ah geçmiş,ah geçmiş deyip iç çekerken, iki dala göz yaşım,gözlerimden yüzlerime, süzülüp duruyor. Kahroluyorum,kahroluyorum, Orada yine ben. A.Yüksel Şanlıer 16 Aralık 2008-12-16 Antalya |
UMUT ve DOSTCA