Kara Elli MustafaOn üç yaşındaydı Mustafa Daha göreceği çok şey vardı hayatta Yedinci sınıfa gidiyordu umutlarıyla Elleriyle kalem tutuyordu yarınlara. Sabah okula giderken Annesinin önüne koyduğu üç beş zeytinle Koca bir ekmeği katık ediyordu Midesinden ziyade yüreğine. Okul bitti mi koşuyordu evine Koşmalıydı kara elli Mustafa Çocuk yüreğine ağır gelen yaşama Tutunmalıydı boyacı sandığıyla. Babasını kaybettikten sonra ona kalmıştı Geçim derdiyle yüz yüze gelmek. Evine üç beş kuruş götürmek isteğiyle, Alıyordu eline pullarla süslenmiş boyacı sandığını. Utana sıkıla o kara elleriyle Fırçalıyordu sandığın üstüne konan Okulda giydiği yırtık ayakkabılarına benzemeyen Ekmeğine katık parası olacak ayakkabıları. İnadına okuyordu Mustafa Kara yazgısını mavi düşleriyle boyamak için. Okumalıydı kara elli Mustafa Çünkü anacığı gurur duymalıydı onunla. Yorgun dönmüştü evine Mustafa. Daha bitirilecek çok ödevi vardı . Gazete kaplı defter ve kitabını, Koydu eskimeye yüz tutmuş masaya. Öğretmen olacaktı kara elli Mustafa Bu hayalle gömüldü yer yatağına. Gözleri takıldı Yusuf’un atıldığı kuyuya benzer Umutlarını bağladığı boyacı sandığına. Mahmut Semerci -Bursa |
Şair Dost;
Şiirinizi okuyarak haz duydum...
Şiirinizi Beğendim...
Şiir sevgi kaynağıdır…
...........................................Saygı ve selamlar..