11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1301
Okunma

canım İstanbul,
İstanbul’um...
bir araya gelmez mi iki yakan...?
damarlarını gaspeden kan,
ılık ılık akarken sokak aralarından
hiçbir toprak dayanamaz sabırsız heyelanına
akustik kokunu taşırken altın tepside titrek titrek,
acizliğimi vurursun yüzüme
vurursun da gıkım çıkmaz...
özgürlük türküsü eşliğinde,
rüzgarın ritmik hareketleriyle dans ederken
gerçeriz kendimizden
sonrası...
sonrası bir yudum karanlık...
*
sevgilim,
İstanbul’um...
aydınlan...
aydınlan biraz...
bir Aralık soğuğu yedim senden
bir Aralık vurgunu
şöyle başını dik tut da;
alnından öpeyim...
dilek