İroni şehirlerin duvar yıkıntısında,
İroni şehirlerin duvar yıkıntısında,
Saclarımı tarıyorum şehvetin aynasında. Ay ışığı görmemiş merdiven tıkırtısında, Aşk’ı yudumluyorum... bilinmezler içinde. Şair dudaklarım örs, üzeri dövme çelik, Kaşlarım orak, eylül sabahından kalma. Çıkara alacak param yok, cep delik... Şiir dumanlıyorum...Vefasızlık içinde. Aklım fikrimden yorgun, su aynasında yüzüm, Vefasızlığın sıkıntısı çekiyorum bencileyin. Gariplerin mesken tutuğu yer, han güz’ü, Mezarımı dinliyorum… ölümlülerin içinde. Merdivenler tozlu, raflar alafranga, Şiirin kuytusunda kaldı manolyam. Kırıldı dalgakıran, düştü yüzüm denize, Yüzsüzlerin kürek çektiği... denizin içinde Derdimi anlatmak, keyif bağımı çözer, İndikçe derine zaman eskitir yüzümü. Şair yüreğim kuçaklar koskoca küreyi. Kısaldıkça zaman... zamanın düğümü çözülür... korkular içinde. |