Sönmeyen şu yangın
Yalnızlığım olmuş, bir hüzünlü arkadaş,
Hüzün dolu içim, neyleyim ah be gardaş, Zehir mi içtiğim,deyver bana haydi sen, Vücudum uyuştu, zehirlendim’mi yoldaş. Yalnızlık’mı sardı, şu bitkin vücudumu, Ayrılık kokladı, zehirden vücudumu, Gözler buğulandı, düşer dururdur yaşlar, Ayrılık’ mı üzdü, ah dertli vücudumu. Neylesin şu gönlüm, ayrılık bana varsa, Çare bulunmazdır, hüzün gönlümde yarsa, Hüzüne çare yok, neylesin dertli gönlüm, Hiç çaresi yokmuş, yaşlar sel gibi aksa. Yüreğim sızlardır, her gün seven yoldaşa, Gözlerim çağlardır, sır veren o sırdaşa, Yalnızlık doğmuştur, bana da ah arkadaş, Ayrılık çok koydu, deyin garip gardaşa. Sıkıntı boğmuştur, ayrılık çok koymuştur, İçimde bir yangın, gün, gün yanıp durmuştur, Dertli yalnızlığım, boğar durur arkadaş, Sönmeyen şu yangın, gönlüme oturmuştur. A.Yüksel Şanlıer 13 Aralık 2008-12-13 Antalya |