İltica ediyorken hatırlı bir sevmekten Namuslu bir namludan koyu bir barut kokusuyla Gül dikeninin gömülürken ete Kınından sıyrılır gibi bir nefretin içinden İşte ölmek bahsi de böyle olsa gerek Pervasız ve muhasebesiz yürüdükten sonra Ruh denen naifliğin metruk bıraktığı bedenden İvazsız zor bir hamleyle süzülürken
Yok mesabesinde yaşanmışlıktır her nefes Ülfetsiz ve iffetsiz sevinçlerin denizinde Yunmuşsa dil Haşyet ve haşmetini giydirmek için zamana Doğru bir mevkiden bakarak ilkin İlk olmanın mevziini tutarken gönül Tepeden tırnağa örnek olmak gerekir Hak edilmiş olmanın bedeli için
Söz ibriğini dökerken meydana Göz ferini açmalıdır ve kulak duymalıdır daha çok Aynalardan önce kendini/ aksi sedasından önce sesini Sorgulamalıdır membaında
/
Şimdi şedit bir sevmek tesadüf eder Bir köşenin yamacından çıkar gibi Uluorta kalakalır yürek Aşk altını çizer kalın bir çizgiyle Ölmekten öncelikli kayda geçer gibi Sus pus olursun başka her şeye Ölümü unuturcasına hem de
İşte iklimini bozmadan Kabeliğinin Yörüngende olanları saymak ta gerekir Sevmeni mikyas kıldığın kadar Bir hiza varken gönlünde
Ayineni saplayıp tam ortasına hayatın Bir sadakat abidesi olman gerekir ilkten Mesela en ağır sillesini vururken bir yarenlikle Tumturaklı durman gerekir Naylon yüzlü kadınlıkların Ve çoktan pes etmiş adamlıkların arasında Fark edilmek için
/
Hamuşandır sözü en derinden söyleyen Eğip bükmeden hükmederek…
*Hamuşan: Mevlevi lisanında suskunlar mezarlığı demektir.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
-Başlıksız- şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
-Başlıksız- şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
ivaz:Hazırlanmış, düzülmüş. haşyet:Korku ve dehşet. ülfet:Alışma, alışkanlık. Birisiyle münasebette bulunmak. şedid:Sert, sıkı, şiddetli.Musibet, belâ. mikyas:Kıyas edecek, ölçecek âlet. Ölçü âleti. Uzunluk ölçüsü. ayine:Ayna. Mir'ât. Kendisine tecelli ve aksedeni gösteren veya bildiren şey. (Ayna, ışığı aksettirip gösterdiğinden dolayı esmâ-i İlâhiyeyi de bize gösteren ve Cenab-ı Hakk'ın sıfatlarına âyinelik eden mevcudata da mecazen "âyine" denilmektedir.) Vasıta ve mazhar mânasına da gelebilir.
üzgünüm şiiri hece hece defalarca okudum... bu kelimelerin çözümünü buldum birşeyler çıkarayım diye fakat yinede çözemedim...
anladığım şu oldu; gerçek yüzlerini gizleyen kadınlar ve ''adamlık'' ları sona ermiş olanların arasından sıyrılıp gerçekleri haykırmak yada yaşamak...
Ayineni saplayıp tam ortasına hayatın Bir sadakat abidesi olman gerekir ilkten Mesela en ağır sillesini vururken bir yarenlikle Tumturaklı durman gerekir Naylon yüzlü kadınlıkların Ve çoktan pes etmiş adamlıkların arasında Fark edilmek için
/
Hamuşandır sözü en derinden söyleyen Eğip bükmeden hükmederek…
suskunlar mezarlığı değil konuşkanlar sağlığı tadında bir şiirdi ...
haşyet:Korku ve dehşet.
ülfet:Alışma, alışkanlık. Birisiyle münasebette bulunmak.
şedid:Sert, sıkı, şiddetli.Musibet, belâ.
mikyas:Kıyas edecek, ölçecek âlet. Ölçü âleti. Uzunluk ölçüsü.
ayine:Ayna. Mir'ât. Kendisine tecelli ve aksedeni gösteren veya bildiren şey. (Ayna, ışığı aksettirip gösterdiğinden dolayı esmâ-i İlâhiyeyi de bize gösteren ve Cenab-ı Hakk'ın sıfatlarına âyinelik eden mevcudata da mecazen "âyine" denilmektedir.)
Vasıta ve mazhar mânasına da gelebilir.
üzgünüm şiiri hece hece defalarca okudum...
bu kelimelerin çözümünü buldum birşeyler çıkarayım diye fakat yinede çözemedim...
anladığım şu oldu; gerçek yüzlerini gizleyen kadınlar ve ''adamlık'' ları sona ermiş olanların
arasından sıyrılıp gerçekleri haykırmak yada yaşamak...