KIRMIZIYA ÇALAR EFKÂRIM
Çıkarıp atmış elbisesini,
Bakışların gibi çıplak gece, Sevda kuyusuna atılmış ruhum, Ey Yusuf, ızdırabına gebe, Acılarını artık anlıyorum. Düşmüşken aşkın dibine, Şiirler yazılmış benden habersiz, İçimde bir huzur var nedense, Martılar isyan ediyorken, Aklım yine sende, Şarkılardan seni dinliyorum. Kalem küsmüş kelimelere, Gözlerin gibi kara aşkın, Simyasındayım ben yine, Taşlar döner mi altına? Elimde bir tutam aşk, Çalsam ruhumun tenine, Yaşamalar yasak, Döndüremezsin ayrılıkları gümüşe, Yokluğunda her nefes tuzak, Sözler bitti, hüzün düştü yine, Bu sefil simyacının, Aşkla bakan gözlerine, Kırmızıya çalar efkârım, Düşlerim çamura düştü, İzini taşır telaşlı ayakların, Basıldıkça toprağa gömüldü, Uğruna ölünen sevdalarım. Nereye gitsem çıkmaz sokak, Mecali yok adımlarımın, Neydi bu sevda? Senin için yaşanası bir arzu, Benim için vuslata vurulan pranga, Şair gibi eskitemedim. Hasretimden belki de, Kırdım hepsini bir bir, Prangaları sensizliğimde, Senin gibi sevgili, Ne kadınlar sevdim. Vardı bu dünyada hepsi, Aranan ise sendin. Benzemiyordu sana hiçbiri, Ben seni sevdim. Eylül gebeyken yokluğuna, Kasımlarda beklerken, Aylardan şimdi Aralık, Umudumu suluyorum, Sararken beni yalnızlık, Yolunu gözlüyorum. Yaşanmamış aşklar biriktirdim. Seni çok özlüyorum. Acı ama gerçeklerimle, Kanıyor yine kalbim, Sustum ve kabullendim ben, Biliyorum, gelmeyeceksin. BAKİ EVKARALI |
Acılarını artık anlıyorum.
bu telmih şiirin kuyusu olmuş çekiyor okuyucu tebrikler beğenerek okudum ve dinledim