Hayal
Onun elbisesinin renginin mavi olmasını isterdim, gözlerimin rengine uysun diye,
Mavi, ama, öyle bir mavi ki, o, güzel ilkbahar rüzgarlarının etkisiyle, sanki birbirleriyle yarışıyormuşcasına hareket eden, suya hasret bulutların, dünyaya gurula göstermek istedikleri, o güzel, gizemli, özgür gökyüzü gibi bir mavi, yani bir ankara mavisi, yani, ankaranın benim gözlerimdeki mavisi gibi. Onun şalının beyaz olmasını isterdim, beyaz ama, öyle bir beyaz ki, anamın ak sütü gibi, yani ankaranın benim saçlarımdaki beyazı gibi. Onun pabuçlarının turuncu olmasını isterdim, turuncu, ama öyle bir turuncu ki, her baktığımda bana memleketimi, Adanayı hatırlatsın, yani ankaralı akşamlarda, bulutların arasında kaybolup giden, ışıkları sönmeye başlamış, bir Ankara güneşi gibi, Onun kolyesinin, turuncu olmasını isterdim, şöyle taşları irili ufaklı, turuncu ama, öyle bir turuncu ki , onlara her baktığımda, bana kehribar tespihimi hatırlatsın, yani, ankarali sürgün gecelerinde, sabırsızlığımın rengi gibi. Onun kokusunun, nergiz olmasını isterdim, bana ilkbaharı, sadeliği ve yeni bir başlangıcı hatırlatsın, yani, ankaranın, o, akşamları hafif esen serin rüzgarlari gibi, saçlarımı okşayan. 17.03.2008 / Hamburg Ahmet BÜYÜKYILMAZ |
Mübarek Kurban Bayramınızı en içten dileklerle kutlar, sizlere, ailenize ve tüm insanlığa barış ve huzur getirmesini Yüce Mevla’dan temenni ederim.
Şahin Hanelçi