GECE İHANETLERİ
Kim bilir daha nekadar sürer
İçine girip geceyi ömürce uzatan acı, Yine ağlayıp yine gözlerim üşüyecek, Hatıralar paket paket hüzün açacak yine Unutacak gibi olmama izin vermeyecekler. Çaresizliğin işgaliyle yüzleşmeliyim Kimse anlamayacak bunu benim yerime Uzağımda titreyen ışık sönerken etraf aydınlanacak İçimde parlayan alevlerle. Hayatın silgisi yok ve Düşen düşüyor beyaz atlaslara O günler ne zor günlerdi diyeceğim bir güne hasretim Çöplüklerin çiçek tarlasına Bir gecekondunun paslı kapısına gülümseyeceğim gün. Günün ağarmasına daha nekadar var? Acının intikam geceleri tahammülü yoruyor Sabır yetmiyor geceyi beslemeye. Suratsız duvarlar kızgın, Lamba asit saçıyor üstüme Kapılar kilitliymiş gibi müebbet ve İzin yokmuş bir yıldıza uçup kurtulmaya Oysaki göklerin arkasında saklanmaktı asıl amacım. Oradan acılara meydan okuyacaktım Tavan ağır ağır durmasa üstümde Kaçmayı deneyecektim yakalanmamacasına Bir yolunu bulsam çocuklar gibi düşünecektim, Karanlığı boğup mengenede doğrayacaktım yalnızlığı Pencereye örülen taşları sökecektim Sonra büyükler gibi ihanet edecektim İlkin karanlığı aldatarak içeriye ışığı alacaktım. Karanlık beni suç üstü yakalasın isterdim. Her gece aynı aydınlıkla. Gökyüzü hâla mavi mi? Çiçekler yerde mi bitiyor yine? Sabah olsa ben de görebilecek miyim? Bir sabah olsa anlatacaktım her şeyi. Karanlığı ışığa söyleyecektim. Çocuk gibi peşinen emin “Aydınlık onu öldürecek” Diyecektim. Z.Abidin TOPRAK |