-Başlıksız-( Dolu dizgin yıllar sonrası, Hıçkırık ve avuntuyu arındırayım derken, Hayatı ve sevgiyi öldürmüşüm. Hiçe saymışım yıllarımı. Seni öylesine özledim ki, İç çekmelerimle rağmen. Hep görmek istedim, o gülen gözlerini, Hep susmak istedim çoğu zaman yanında. Hep sukut ettim. Sen gittin belki. Kim bilir belkide beni UNUTTUN. Benim iç çekmelerim senin pişmanlıkların, Beni istemesen de sana getirecek. Belki de hiç düşünmediğin, Sorgulayamadığın hayatına, Birgün mutlaka, hüzünle belkide bir pişmanlıkla. Beni sokacaksın keşkelerinle Hayat diyeceksin sadece. Yüzünde sevinçlerin, hüzünlerin dokunmuş ipekten. Kapanmayacak yaralarına merhem olmuş yıllar. Belkide kandıracak seni. Sevgim yaşlanmış artık emekliliğe ayrılmış. Küsmüs kırılmış darılmış sana biliyor musun? Evet ogün, kimbilir belkide bugün.... Yorgun ve güçlü adam, Bir çocuk kalbi gibi çırpınıyor ellerimde. Yalnızlık o kadar dostun sevdanın içinde, yapayalnız oluyor insan. Hani nerede…? İçime akıttığım gözyaşları ile sana güçlü görülmenin kaygısıyla, Gidiyorum arkama bakmadan. Uzaktan esiyor şimal rüzgarı, eski bir hayal şimdi yeşeriyor. Yağmur bekliyor seni, Her baharda sessizce… Her damlası, suçlamalarına, alaylarına, aptalca yakıştırmalarına rağmen sana dua ediyor. Son fırtınam avucumda nefesin. Dokunma kalsın kokun..... Konuşamıyorum, tutulmuşum sanki, Bir meleğe aşık oldum kendimce. Korkuların ve içine bastırdığın, Kendine dahi söyleme yediğin, Benliğinin tohumlarını alma vakti.... Keşke o susturduğun çocuk kalbini düşünmeden sergileyebilseydin. Yalanlarınla kandırmalarınla aptal yerine koyduğun sevgimi, Sevgisizliğini dürüstçe söyleyebilseydin her şeye rağmen... Seneler geçti bak gönül ektiğini biçiyor. Hasat sırası bende.... Sen hiç gelme bana, nadasa kaldım... Seni kendimce hak etmediğin, Ama senin hep içinde olduğun, Sevginin sadece cümlelerde geçen Yalan dünyana bırakıyorum Keşkelerinle..... Seni seviyorum … İlknur Kılıç |
mutlu yıllar..