Ege'nin İki Yakası
Karaburun’da fosil kayanın sızısı yalın tabanlarında,
Bir güneşin batışına dalarsın Hiyos’tan, Bir yengecin önünde yayılan halkacıklarına, Bir de avucundan kayıp giden elin küskünlüğüne Salamis’te. Bulutlar gelir Peloponnes’ten, Islanır Ege’nin yanakları, Olimpos’un yamaçları Sıcak bir gün örter Makedon bahçelerini, Pus dağılır, Döküldüğü göze döner şebnem, Ayçiçekleri selamlar Anadolu sıradağlarını. Ufkun ötesinde yüreğin köşesinde Hayıflanan bir el kayıp gider bir elden, Yumuşak, Serin, Her keresinde kederli. Elbisesini yırtıp tecavüz eder gibi, Göğsünü parçalar yüreğini söker gibi, Ak ve kara deyip ikiye böler gibi, Yumuşak bir el soğuyup kayar avucundan, Her keresinde kederli. *Ege’nin sevdalı iki yakası. Bir araya gelmiyor, kahrolası. Canların derdi candır, bağışlar da İnançlar bilemiyor, kahrolası.* ‘Ah’ büyük, ‘Kin’ büyük, ‘Öç’ bitimsiz. *Kim kimin adına yalan dediyse, Her kim düşmanlıklar filizlediyse, İki elimiz de yakasındadır. Yaban el Ege’nin ortasındadır.* ‘Ah’ dayanaksız ‘Kin’ dayatma ‘Öç’ amaçsız. …………. Selanik, 13 Kasım 2008 |
‘Kin’ büyük,
‘Öç’ bitimsiz.
*Kim kimin adına yalan dediyse,
Her kim düşmanlıklar filizlediyse,
İki elimiz de yakasındadır.
Yaban el Ege’nin ortasındadır.*
‘Ah’ dayanaksız
‘Kin’ dayatma
‘Öç’ amaçsız.
Kaleminize keyif dokunsun, ne kadar güzel anlatmışsınız..
Saygıyla