Ve efkârın ayak bastı odama
...
Şimdi gidiyorsun ya,
İstanbul ayazdadır!

Burnu sızlıyordur iskelelerin
Beşiktaş’a çok uzaktır artık Kadıköy
Üşüyordur Bebek, Moda, Tarabya...
Buruktur bozacılar,
Uskumrucular,
Galata,
Taksim,
İstiklal caddesi...
Üzgündür martılar ve Eminönü

Oysa ne çok alışmışlardı sana
Seni gördüklerine ne çok sevinmişlerdi
Ellerinin değdiği duvarlar,
Ayaklarının öptüğü o kaldırım taşları
Serçenin gözyaşları...
İnsan olsa İstanbul
Ciğerine işlerdi...
...
...
Git hadi
Seni gördüğüne Ankara da sevinsin
Heyecandan tir tir titresin Ankara kalesi
(ben de heyecanıma yenik düşerim hep,
seni gördüğüm zaman)
Çiçek koksun elleri Çankaya’nın
Masum bir çocuk olsun yine Tunalı Hilmi
Kelebekler ölümü protesto etsin tanrıya
Kızılay’da...

Git!
Gözlerini de götür
Gülüşünü de
Ve saçlarını

Gözlerin...
Gözlerin kara
Gözlerin yedi tepe İstanbul
Işıl ışıl Ankara...
Edremit’te zeytin, Soma’da kömür
Bir kıyı kasabasında mutlu bir ömür gözlerin...
Gözlerin kalbimin güzergahıdır...

Hangi kuru yaprağa,
Kurak toğrağa uğrasa gülüşün
Dirilir hayat
Ölmeyi unutur bin yıllık ağaç...

Kaç şehir saçlarının bir telidir
Her tel saçın bir İlkbahar yelidir
Bilemezsin...
...
Ne çok özledim seni
Bir bilsen!
Sevdana emekçiyim
Yorgunum
Yüreğim, aklım nasır
Gülüşüne kıvrılsam, uyusam bir kaç asır

Ah şimdi
Hemen şimdi sesin sesime dokunsa
Ah!
Korkuyorum bir çiçeği koklamaya sevgilim
Ya senin kokunsa!...

Şimdi,
Dizlerine serilip,
Cennet cemalini etsem temaşa,
Asırlar boyu aşk ile yaşarım,
Ölmek mi
Hâşâ...
...
...
İyi bak kendine oralarda
Senin canın ağrıyınca, benim göğümün gözleri ıslanır,
İyi bak lütfen
Kaybolmasın güvercin sürüleri...

26.12.2025

S.U.

Serkan Uçar